Halen atama bekleyen binlerce işsiz mühendisin sorunlarını dile getirmek amacıyla TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası bir basın açıklaması gerçekleştirdi. İstanbul Beyoğlu’nda bulunan merkezi binada düzenlenen  ‘Emeğimizin Karşılığını İstiyoruz Yeterli İstihdam, Adil Atama’ başlıklı basın açıklamasına birçok basın yayın organları katıldı.

TMMOB, özellikle inşaat sektöründe Türkiye’de ve dünyada yaşanan önemli sorunlar hakkında istatistiki bilgiler vererek iş kazalarını önlemeye yönelik çözüm önerilerini sundu.

SÜMER: HER ŞANTİYEYE BİR ŞEF PROJEMİZ SAĞLAM DENETİMLE UYGULANMALI

Türkiye’nin iş güvenliği konusunda özellikle Avrupa’daki ülkeler arasında sınıfta kaldığını belirten TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Füsun Sümer, “İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda ortalamamız düşük. Maalesef çok can kaybı yaşadığımız bir sektör inşaat sektörü de. Bu kadar çalışmaya rağmen halen işçi ölümlerinin olması iş güvenliği maliyetlerinden kaçındığımız anlamına geliyor. İnsan hayatının hiçbir anlamı yok. Sadece çalışan işçiler değil, meslektaşlarımız da hayatlarını kaybediyor. Bu nedenle her şantiyeye bir şef kampanyası başlattık. Bunun iş güvenliği konusunda büyük katkı sunacağına inanıyoruz. Yönetmeliğe yansıdı ama istediğimiz ölçüde olmadı. Belgeden ziyade bunu uygulayacak yöneticilere ihtiyacımız var. Bunun maliyet kalemi olarak görülmesinden vazgeçilmesi gerekiyor.” dedi.

TMMOB yaptığı basın açıklaması şu şekilde:

“Biz ülkenin dört bir yanındaki üniversitelerden mesleğimizi, öğrendiklerimizi, bilimi ve tekniği, parçası olduğumuz toplumun hizmetine sunmak, güvenilir mühendislik hizmetlerini her bir vatandaşımız için ulaşılabilir hale getirmek, bununla birlikte insan onuruna yaraşır şartlarda çalışmak ve mesleğimizin hak ettiği itibarla yaşamak isteyen inşaat mühendisleriyiz. Ayrıca biz her sarsıntıda yürekleri ağza getirmeyen sağlam yapılar üretmek, her yağmurda sele teslim olmayan güvenli şehirler inşa etmek, ülkemizi can pazarına dönüşmeyen emniyetli yollar ile kuşatmak ve mesleğimizin ilgili olduğu her alanda güvenli yaşam alanları yaratmak için sabırsızlanan meslektaşlarız. Ancak okullarımızdan ülkemizin geleceğini inşa edecek bir mesleğin sahibi olma bilinciyle ve onca hayalle mezun olmamıza rağmen mevcut ekonomik kriz ve dizginlenemeyen kâr hırsı nedeniyle işsizlikle sınanıyor, düşük ücretlere, uzun mesailere, insani olmayan ağır çalışma koşullarına, baskıya, tehdide, güvencesizliğe mahkûm ediliyor ve bu nedenle zaman zaman salt geçinebilmek için mesleğimizle alakalı olmayan sektörlerde çalışmak zorunda kalarak hayatımızı sürdürmeye çalışıyoruz.

Sorunları, nedenleri ve çözümleri biliyor, tüm meslektaşlarımız adına öneri ve taleplerimizi politika üretme süreçlerinde, karar alma mekanizmalarında yer alanlara ve önümüzdeki dönemde almak isteyenlere bildiriyoruz:

  • Genç inşaat mühendislerinin karşı karşıya kaldığı en yakıcı problem olan işsizliğin son bulması için kamuda ve özel sektörde istihdam alanları yaratılmalıdır. Mevzuat düzeltilmeli, şantiye şefliğinin her şantiyede tam zamanlı bir iş olarak yürütülmesi sağlanmalıdır. Bir şantiye şefinin, belli sınırın üzerine çıkan çalışma alanlarında birden fazla şantiyenin kâğıt üzerinde şefi olarak görev almasına izin verilmemelidir. Yapılacak düzenlemenin uygulanıp uygulanmadığı şantiyelerde sürekli ve detaylı denetimlerle takip edilmeli, yönetimi mevzuata uygun biçimde gerçekleştirilmeyen şantiyelerde yapım çalışmalarına devam edilmesine izin verilmemeli, cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.
  • Özel sektörde çalışan mühendislerinin işyerlerinde fiilen yaptıkları iş ile SGK kayıtlarında yer alan meslek kodları Sosyal Güvenlik Kurumu ve ilgili kamu kuruluşları tarafından karşılaştırılmalı, meslektaşlarımızın yaptıkları işe uygun meslek kodlarında ve en az TMMOB tarafından belirlenen asgari mühendis maaşı ile çalışmaları sağlanmalıdır.
  • Yapı denetim hizmetleri kamu görevi sayılmalı, bu hizmetleri yerine getiren meslektaşlarımız gerçekleştirdikleri kamu görevinin gerektirdiği güvence ile koruma altına alınmalıdır.
  • Tüm iş yerlerindeki çalışma koşulları ve süreleri mevcut durumda da denetim görev ve yetkisine sahip olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından aktif ve sürekli olarak denetlenmeli, İş Kanunu ve ilgili mevzuatın fazla çalışma için belirlediği süre sınırına uyulması ve fazla mesai haklarından meslektaşlarımızın da yararlanması sağlanmalıdır. Bununla birlikte işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri azami hassasiyetle yerine getirilmeli, çalışma alanları meslektaşlarımız da dahil olmak üzere tüm çalışanlar için güvenli ve sağlıklı hale getirilmelidir.

  • Kamu yatırımlarında genç mühendis istihdamı zorunlu hale getirilmeli, işin nitelik ve hacmine uygun sayıda genç inşaat mühendisi istihdamı ihale şartları içerisinde yer almalıdır. Söz konusu işler kapsamında genç meslektaşlarımızın mevzuata ve ihale şartlarına uygun şekilde fiili olarak çalışıp çalışmadığı ilgili idareler tarafından sürekli denetlenmeli, istihdam şartının ihlali yaptırımlara bağlanmalıdır.
  • Kamuda taşeronlaşmaya derhal son verilmeli, taşeron olarak çalışan meslektaşlarımız kadroya geçirilmelidir. Kamu kurum ve kuruluşları güçlendirilmeli, ihtiyaç duydukları mühendislik hizmetlerini taşeron ve müşavir firmalardan değil, halihazırda çoğunluğu boş olan mühendis kadrolarına yapılacak adil ve şeffaf inşaat mühendisi atamaları ile oluşturulacak öz kaynaklarından temin etmelidir.
  • Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmelikte mühendislik hizmetlerinin niteliğinin yükseltilmesi amacıyla teknik personel istihdamı artırılmalıdır.
  • Kamu kurumlarına yapılacak atamalarda, adı “torpil” ile özdeşleşen “mülakat” uygulamasından vazgeçilmeli, atamalar yalnızca KPSS puanı ile adil şekilde gerçekleştirilmelidir. Liyakat kriterleri objektif, personel alım süreçleri şeffaf ve denetime açık olmalıdır.
  • Genç mühendislerin kamuda istihdamı, atama ve güvenceli kadro konularında ihtiyaca uygun alım talebi yaratılmalı ve buna uygun bütçe ayrılmalıdır.
  • Kamuda çalışan mühendislerin üzerindeki siyasi baskı ve sürgün tehdidi son bulmalı, güvencesiz kamu istihdamı modelleri ortadan kaldırılmalıdır. Kamu çalışanı meslektaşlarımızın zaman içinde aşınan ücretleri ve özlük hakları iyileştirilmeli, kamuda yetersiz personel istihdamı nedeniyle artan iş yükü, yapılacak personel alımlarıyla uygun sınırlar içine çekilmelidir.
  • Kamu görevlisi meslektaşlarımızın çalışma dönemlerinde ücretlerini oluşturan kalemlerden biri olan ek ödeme oranları %180 ile %200 seviyesine yükseltilmeli ve emekliliklerine yansıtılmalıdır.
  • Ücretli kesimlerin omzuna yıkılan vergi yükü hafifletilmeli, ülkenin bütçe gelirleri ağırlıklı olarak kârların ve servetlerin vergilendirilmesine dayanmalıdır. Kamuda çalışan meslektaşlarımızın ücretlerinde meydana gelen gelir vergisi dilimine bağlı mağduriyet giderilmelidir.
  • Kamuda çalışan meslektaşlarımızın ek gösterge oranları yeniden düzenlenmelidir. Çarpan grubu değişen diğer meslek grupları gibi meslektaşlarımızın da emeklilikte hak ettikleri ücretleri alabilmeleri için çarpan grubunu bir üste çıkaracak yeni ek gösterge rakamları, 1. derecenin 4. kademesindeki mühendisler için 6400 olarak belirlenmelidir.
  • Teknik Hizmetler Sınıfı kapsamında Özel Hizmet Tazminatları belirlenen tavan oranı %160’tan %215-%260’a yükseltilmeli ve bu oran emekli aylık ücretlerine yansıtılmalıdır.

Biz inşaat mühendisleri olarak ülkeyi yönetenlerden veya yönetmeye talip olanlardan lütuf değil, haklarımızı talep ediyoruz. Mesleğimizin sorumlu ve yetkili olduğu alanlarda, hukuka ve çağdaş standartlara uygun planlama, projelendirme, yapım ve denetim faaliyetleri yürütülmesi halinde bütün meslektaşlarımızın insani şartlarda yaşamlarını sürdürebilmelerini sağlayacak düzeyde iş imkân ve koşullarına sahip olabileceğine inanıyor, tüm meslektaşlarımızı ve kamuoyunu sesimize ses olmaya, haklı taleplerimizi birlikte dile getirmeye çağırıyoruz. SÜLEYMAN ÇAY

Editör: Haber Merkezi