Türkiye’de ekonomik kriz derinleşirken, vatandaşların bankalara olan bireysel borcu 4,9 trilyon liraya dayandı. Artan yaşam maliyetleri, düşen alım gücü ve üst üste gelen faiz artışları, borçlu vatandaşların üzerindeki baskıyı daha da artırdı. Öte yandan, icra dairelerinde biriken dosya sayısı ise 23 milyon barajını aşarak rekor seviyeye ulaştı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de bireysel borçluluk oranı hızla yükseliyor. Özellikle konut, taşıt ve tüketici kredilerinde yaşanan artış, bireylerin gelirlerinin üzerinde borç yükü altına girmesine neden oldu. Son bir yılda ihtiyaç kredilerinde %80’e varan faiz oranları, borçlarını çeviremeyen milyonlarca kişiyi icra kıskacına itti.
FAİZ ARTIŞLARI BORÇLANMAYI ZORLAŞTIRDI
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) son iki yıldır sürdürdüğü sıkı para politikası kapsamında politika faizi %50’ye kadar çıkarıldı. Bu durum, bankaların kredi faizlerini de yukarı çekti. Bugün ihtiyaç kredisi faiz oranları birçok bankada yıllık %70’e, hatta %80’e ulaşmış durumda.
Bu gelişmeler, özellikle düşük ve orta gelir grubundaki vatandaşların kredi kartı ve ihtiyaç kredisi borçlarını ödemelerini zorlaştırdı. Birçok kişi, borcunu başka bir krediyle kapatma yolunu seçse de yüksek faiz oranları bu yöntemi sürdürülemez hale getirdi.
KART BORCU BORÇLA KAPATILIYOR
Türkiye’deki toplam bireysel borç stokunun yaklaşık üçte biri kredi kartı borçlarından oluşuyor. Artan enflasyon nedeniyle temel tüketim harcamalarını bile kredi kartıyla yapmak zorunda kalan vatandaşlar, her ay borcun yalnızca asgarisini ödeyebiliyor. Ancak, faiz oranlarının yükselmesiyle birlikte kredi kartı borçları hızla büyüyor.
Bankacılık kaynaklarına göre birçok kişi artık borcunu yeni bir krediyle kapatmaya çalışıyor. Bu da borcun sadece yapı değiştirerek arttığı anlamına geliyor.
İCRA DOSYALARI PATLADI
Yüksek faiz ve derinleşen borç sarmalı, adliyelere de yansıdı. Adalet Bakanlığı verilerine göre Türkiye genelindeki icra ve iflas dairelerinde bulunan dosya sayısı 23 milyonu aştı. Bu rakam, Türkiye'deki her 4 kişiden birinin doğrudan ya da dolaylı olarak icralık olduğunu gösteriyor.
Uzmanlar, borçluluk oranlarındaki bu artışın sosyal yapıyı da tehdit etmeye başladığını belirtiyor. Özellikle genç nüfusun borç sarmalına erken yaşta girmesi, gelecek kuşakların ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atıyor.
"BORÇ KRİZİ SINIRA DAYANDI"
Ekonomistler, yüksek enflasyon ortamında uygulanan sıkı para politikalarının, mali disiplin sağlamak yerine halkın borç yükünü artırdığını savunuyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve benzeri kuruluşlar tarafından yapılan değerlendirmelerde, borç krizinin sürdürülemez hale geldiği ve acil sosyal politika önlemleri alınması gerektiği belirtiliyor.
ÇÖZÜM NE OLABİLİR?
Uzmanlara göre çözüm, sadece faiz indirimi ya da yapılandırma paketleri değil, aynı zamanda hane halkı gelirini artıracak istihdam politikaları ve alım gücünü koruyacak sosyal destek mekanizmalarından geçiyor. Aksi takdirde borçlu sayısının ve icra dosyalarının her geçen gün daha da artacağı uyarısı yapılıyor.