Hayatın normal akışı içerisinde insanlar ‘başımı sokacak yuvam olsun’ anlayışıyla ev satın almak için para biriktirir veya krediye başvurarak kiracı olmaktan kurtulma ve ev sahibi olma çabası içerisinde olurlardı. Son iki yıl içerisinde mahalle aralarındaki 300-500 bin liralık konutların dahi fiyatları milyonlarca lirayı buldu. Birçok insan artık ev satın almak için planlama yapmıyor. Pek çok semtte sağlıklı koşullarda yaşanabilecek sosyal donatı alanları olmayan ortalama evlerin kiraları asgari ücreti de geçmiş durumda. Lüks konut projelerindeki kira ücretleri ise dar gelirlilerin ev sahibi olabilmek için ödeyebilecekleri kredi taksitlerinin bile çok üzerinde. İstanbul’da pek çok kiracı ev sahibi olmanın hayalini artık kurmuyor. Kurmadığı gibi sosyal yaşantısından kısıtlamalar yaparak kira bütçesini denkleştirmeye çalışıyor.
Ekonomik kriz, sığınmacıların fiyat artırması gibi sebeplere bir de 6 Şubat depremleri eklenince ev sahiplerinin kira ücretlerindeki taleplerinin önüne geçilemez oldu. Bu artışların önüne geçmek amacıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlıkları tarafından bir çözüm modeli geliştirdiği açıklandı. 6 Şubat depremleri öncesinde hazırlandığının altının çizildiği çözüm modelini, Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati açıkladı. Nebati, ülkemize 'kiralık konut üreticisi' kavramını kazandırmayı ve kiralık konut arzını kısa sürede artırmayı hedeflediklerini belirttiği bu modelin yanı sıra kentsel dönüşümü desteklemek amacıyla hayat geçirilecek iki yeni finansman modelini daha duyurdu.
NEBATİ: DÜŞÜK MALİYETLİ DEPREME DAYANIKLI KONUT ARZI ARTACAK
Nebati, kentsel dönüşüm probleminin çözümü için 3 ayrı yaklaşım üzerinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile eşgüdüm içinde çalışmayı sürdürdüklerini söyleyerek, şunları dile getirdi:
"Birinci modelde konut üreticisi ile anlaşan bağımsız bölüm sahiplerine piyasaya göre çok uygun koşullarda kredi kullandırarak kentsel dönüşümü teşvik edeceğiz. Bu modelle, konut sahipleri hak kaybına uğramadan ve emsaller korunarak kentsel dönüşümü güçlü bir şekilde destekleyeceğiz. İkinci modelimizdeyse ada bazlı kentsel dönüşüm kapsamında konut üreticilerini teşvik edeceğiz. Bu kapsamda konut üreticilerine düşük maliyetli finansman desteği sağlayarak depreme dayanıklı konut arzını hızla artıracağız. Bu iki durumda da KGF desteklerini devreye alarak hem konut üreticisinin hem de bağımsız bölüm maliklerinin krediye erişimlerini kolaylaştıracağız."
"KİRA ARTIŞLARI KAMU OTORİTESİ TARAFINDAN BELİRLENECEK"
Çalışmalarına Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaşandığı 6 Şubat'tan önce başlanan ve dünyada farklı örnekleri olan üçüncü modelin de özellikle kiralık konut arzını artırmaya yönelik olduğuna işaret eden Nebati, şu ifadeleri kullandı:
"Bu modelle ülkemize 'kiralık konut üreticisi' kavramını kazandırmayı ve kiralık konut arzını kısa sürede artırmayı hedefliyoruz. Model kapsamında üretilen kiralık konutlar, öncelikle kentsel dönüşümde riskli yapı malik ve kiracılarına hizmet sağlayacaktır. Kiralama tutarları ve kira artışları kamu otoritesi tarafından belirlenecek ve kira tavanı uygulaması yapılacaktır. Böylece, özellikle salgın sonrasından bu yana makul seviyelerin çok ötesinde artış gösteren kira enflasyonunu dizginleyeceğiz."
Nebati, depremler sonrası TOKİ projelerinde görev alan yüklenicilerin ilk etapta sözleşmelerini bağlamaları için ihtiyaç duydukları finansmana erişimi kolaylaştırabilmek adına yürürlükte olan Kredi Garanti Fonu (KGF) paketini revize edeceklerini dile getirerek, tüm modellerle ilgili diğer detayları gelecek günlerde kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtti.
"TOKİ'YE DAMGA VERGİSİ İSTİSNASI GETİRDİK"
İçinde bulunulan zorlu dönemde vatandaşların konut ve barınma ihtiyaçlarına çözüm olmak ve finansmana erişimlerini kolaylaştırmak amacıyla konut kredilerinde uygulanan kredi değer oranlarını güncellediklerini anlatan Nebati, şunları kaydetti:
"Ayrıca, deprem nedeniyle özellikle orta ve alt gelir grubuna yönelik konutların daha uygun şartlarla üretilmesine imkan sağlamak amacıyla TOKİ tarafından konut ve konut ile ihale edilen yapım işlerine ilişkin olarak 2023 yılı sonuna kadar uygulanmak üzere damga vergisi istisnası getirdik. Bu süreçte, bir yandan da yıkılan veya kullanılamaz hale gelen iş yerleri için mobil çözümler de üretiyoruz. 6 bin geçici ticarethaneyi esnafımızın hizmetine verdik, 3 bin konteynerden oluşan çarşıları da kuruyoruz. Diğer taraftan, kurumlarımızla koordineli şekilde ilerleyerek OSB'lere yönelik de üzerimize düşen ne varsa hızlıca yerine getireceğiz."
Dünyada bugüne kadar gerçekleşen en büyük felaketlerden birinin yaşandığı süreçte devletin tüm kurumları ve imkanlarını seferber ettiğini anlatan Nebati, kendisinin de depremin ilk gününden bu yana bölgede vatandaşlarla dayanışma içinde çalıştığını söyledi. TAYFUN ERCAN- KENT YAŞAM