Kanuni Sultan Süleyman’ın Viyana Seferi’ne giderken yaptırdığı tahmin edilen tarihi köprü moloz ve çöp yığınları içerisinde kaderine terk edilmiş durumda. Mevcut hali ve görüntüsü ile iç acıtan tarihsel mirasın üstü beton atılarak düzleştirilmiş. 16. Yüzyılda yaptırılan köprüye Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt sahip çıktı. Esenyurt Belediyesi ve İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı’nın köprünün restorasyonu adına ortak olarak başlattığı çalışmada tarihi mirasın ne Koruma Kurulunun ne de Kültür Bakanlığı’nın envanterinde bulunmadığını anlaşıldı. Yapılan başvuru ile İstanbul 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne tescil ettirilen köprü, uzman bir ekibin desteğiyle restore edilip, ziyaret edilebilir hale getirilecek.

1527’DE YAPTIRILDIĞI TAHMİN EDİLİYOR

Esenyurt’u ikiye bölen, Evren Mahallesi’ndeki Haramidere üzerinde yer alan tek gözlü tarihi köprünün, 1529’da gerçekleşecek olan 1. Viyana Kuşatması’na hazırlanan Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1527 yılında yaptırıldığı düşünülüyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın sefere giderken kullandığı tarihi Viyana Yolu da bu köprü üzerinden devam ediyor. Köprünün bir benzeri, yine Haramidere üzerinde bulunuyor. ‘Kapı Ağası Köprüsü’ olarak bilinen dört gözlü bu köprünün de aynı yıllarda, Büyükçekmece’deki Mimar Sinan Köprüsü gibi Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a yaptırıldığı tahmin ediliyor.

KÖPRÜ HAKKINDA RAPOR HAZIRLANDI


Köprü üzerinde incelemelerde bulunan İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığından Mimar Meryem Doğutan ve Sanat Tarihçisi Zeynep Hatice Kurtbil tarafından hazırlanan raporda, köprünün yapım tekniğinin, Mimar Sinan’ın 16. yüzyılda Küçükçekmece ve Büyükçekmece gölleri arasında inşa ettiği köprülerle benzerliğine dikkat çekilerek, aynı döneme ait olabileceği ifade edildi.    Raporda, köprünün tarihçesine ilişkin şu bilgilere de yer verildi: 

“Büyükçekmece gölünün doğusunda, eski İstanbul-Rumeli kervan yolu üzerinde yer alan köprünün hangi tarihte ve kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. 14 Eylül 1509 depremi ve 20 Eylül 1560 su taşkınları büyük tahribata neden olmuş, göllere akan sular taşmış ve sahillerini su basmıştır. Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Silivri köprülerinin bu dönemde yıkılmış olduğu, daha sonra kargir olarak yenilendikleri bilinmektedir. Köprünün de bu tarihlerde esaslı bakım-onarım görmüş olabileceği muhtemeldir.

“KÖPRÜNÜN ÜZERİNE YAKIN DÖNEMDE BETON DÖKÜLEREK ZEMİNİN DÜZLEŞTİRİLDİĞİ ANLAŞILMAKTADIR”
Köprü, küçük ölçekte temiz bir işçilikle, muntazam kesme taşlardan tek gözlü olarak inşa edilmiştir. Köprünün açıklığı 8 metre, genişliği 5 metre civarındadır. Üzerinden geçen yol ise yaklaşık 30 metre uzunluğundadır. Dere çukurunun orta noktasında, açıklığı geçen kemerin her iki yanında sıralanan on bir adet muntazam kesme taş ve kemerin en üst noktasına yerleştirilen bir yüzünde rozetli kilit taşı bulunmaktadır. Köprünün üzerine yakın dönemde beton dökülerek zeminin düzleştirildiği anlaşılmaktadır. Köprü, günümüzde sağlam bir durumda olup halen TEM’in yan tarafındaki Atatürk Bulvarı’nın Sanayi Caddesi’ne bağlantı yolu olarak kullanılmaktadır.”

BOZKURT: KÜLTÜR MİRASIMIZA HAK ETTİĞİ DEĞERİ VERECEĞİZ

16. yüzyıldan günümüze kadar ulaşan ve çöp yığını içerisinde kalan tarihi köprünün yeniden gün yüzüne çıkarılması için harekete geçen Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt, kültür mirasına sahip çıkmanın kendileri için bir görev olmanın ötesinde, tarihsel de bir sorumluluk olduğunun vurgusunu yaparak, “Bu köprü, bizim için çok değerli bir kültürel miras. Arkadaşlarımız, köprüye ilişkin çalışma başlattıklarında, köprüye dair hiçbir veriye ulaşamadılar. Koruma Kurulu olsun, Kültür Bakanlığı olsun hiçbir yerde kayıt ya da bilgi yok. Moloz ve çöp yığınları içinde bir başına bırakılan bu kültür mirasından kimsenin haberinin olmaması da dikkate değer bir başka nokta. Öncelikle köprünün tescil altına alınmasını sağladık, sonraki adımda ise bakım ve restorasyon var. Arkadaşlarımız, ilgili kurumlarla görüşmelerini sürdürüyorlar. Yüzlerce yılı geride bırakıp bugüne ulaşan kültür mirasımıza, hak ettiği değeri verip gelecek kuşaklara ulaşmasını sağlayacağız.” şeklinde konuştu.

“TÜM TARİHİ ESERLERE GÖZÜMÜZ GİBİ BAKACAĞIZ”

Bozkurt, Viyana Köprüsü’nün yanı sıra ilçenin iki ayrı mahallesinde bulunan tarihi çeşmelerin de restore edileceğini ve İstanbul’daki iki kaz figürlü çeşmeden birisi olan Kıraç’taki Kazlı Çeşme ile ilçenin eski ismini taşıyan Ekşinoz Çeşmesi’nin de bakıma alınacağını belirterek, “İlçemizde bulunan tüm tarihi eserlere gözümüz gibi bakacağız. Tarihi çeşmelerimizi restore ederek sularının tekrar akmasını sağlayacağız. Bunların yanı sıra Esenyurt sınırları içerisinde bulunan ve kaderine terk edilen Bizans sarayı Aretas’ın kalıntıları ile yine aynı dönemden kaldığı düşünülen hamam kalıntılarını da korumaya alacağız.” ifadelerini kullandı. KENT YAŞAM

Editör: Haber Merkezi