Enikonu oturup düşündüğümüzde tüm çabalarımızın güzel sonuçlarının  üretildiği yer değil midir sabır... Azmedip çalışıp çabalayıp sonucu bekleyebilmenin tatlı heyecanı değil midir?
            Yurdumuzun çeşitli yerlerinde görebileceğimiz mimari eserlerin mermer sütunlarının üzerindeki desenlere hiç dikkat ettiniz mi? Hele hele onu yapan ustanın sadece elindeki çekicin, diğer elindeki kalemi yıllarca dövmesinin eseri olduğunu düşündüğünüzde aklınıza gelen değil miydi SABIR.
           Otistik bir çocuğa kırmızı rengi altı ayda öğretip, unuttuğunu gördüğünde Özel Eğitim Öğretmeni’nin yüreğinden “Haydi Sil Baştan” demesi değil midir SABIR.
           Hele hele incecik ipek ipliklerle ördüğü Acem Halısı’nın santimine on beşğüm atan küçük kızın artık göremeyecek gözlerinin mührü nedir? Yine SABIR.
           Bizim kuşağın ortaokul, lise çağlarında verilen ödevleri sadece araştırmak günler süren kütüphane gezileriydi. Eee senelik ödevdi  bu boru değil. Öğretmenlerin kanaatini etkilerdi ödev notları. Belkide üç kalın ansiklopediden konu bulunur,  bir masada açılır, hangisindeki hangi bilgi, hangi sıralamayla yazılacaksa, müsvettelere kopye edilir ve sonra mürekkkebi taze doldurulmuş dolmakalemlerle, çizgisiz kağıda, altına konulan çizgili kağıdın kılavuzluğunda özene bezene yazılır, hatalı yazılan bir harfte haydi sil baştan o sayfa yeniden temize çekilirdi. Sadece bu hazırlık esnasında bile ezberlerdik yazdıklarımızı. Araştırma konusu neyse küçük birer uzmanı olurduk onun. İyi ki bunları yaşamışız. Yoksa sadece kopyala-yapıştır-yazdır komutlar bütününü ödev sanacaktı bizim kuşak.
           İyi ki annelerimiz çeyiz olsun diye 70 numara dantel ipiyle 3,5 aylık yaz tatilimizde koskoca masa örtülerini ördürtmüş çocuk yaşlarımızda. Metanetimizin nedeni taaa buralardan gelir.
           Teknolojinin yaşamımıza soktuğu cihazlar sayısız hususta sabır göstermemize sebep bırakmadı. Bir haftada giden mektuptan her saniye yazabilecek olduk. Adres tarifi yerine geçecek on dakikalık konuşma bile bir KONUM a bakar oldu. Saatti, takvimdi, ajandaydı, radyoydu, televizyondu hepsi elimizdeki küçücük cihazın içine girdi. Siriii diye seslenip ne sorduysak  öğrendik . Sabırsız yaptı bizi tüm bu kolaylıklar. Hiç kimseye hiçbir şeye azıcık alttan alamaz, tahammül gösteremez; bir kaşık suda fırtınalar koparır olduk. İlişkiler sığlaştı. İnsanlar yalnızlaştı.

            Farkındalık varsa, kontrol de var. Sabırsızca sıçramalarımıza birer

YA SABIR çekelim lütfen.