Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul Beykoz'da toplam 2 milyon 470 bin 186 metrekarelik özel orman alanına 481 milyon yatırım bedeliyle 553 adet villa yapılmasını öngören projenin imar planlarını bugün askıya çıkardı. Proje hayata geçirilirse sahil çamı, meşe, gürgen, kestane, yalancı akasya gibi türlerin bulunduğu en az 5 bin ağacın yerine villalar ve bağlantı yolları yapılacak. CHP’nin bugüne kadar projeyle ilgili açtığı 2 farklı dava bulunuyor ve bu davaların mahkeme süreçleri halen devam ediyor. Ormanlık alana villa projesi için ÇED sürecine gerek görülmedi Proje sahasıyla ilgili geçtiğimiz günlerde Çevresel Etki Değerlendirme’ye (ÇED) gerek olmadığı yönünde karar verilmişti. CHP İBB meclis üyeleri de ÇED sürecinin uygulanmaması yönündeki bu karara karşı dava açmıştı. Ayrıca İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü ve Beykoz Orman İşletme Şefliği sınırları içinde bulunan bu alan 1995’te “Doğal Sit Alanı”, 2018’de ise İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından “nitelikli doğal koruma alanı” ve “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” olarak belirlenmişti. CHP İBB meclis üyelerinin doğal SİT alanının statüsünde yapılan değişikliğe ilişkin Kasım 2018’de açtığı davanın da mahkeme süreci halen devam ediyor. Henüz hukuki süreçlerin tamamlanmamasına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın projeyle ilgili imar planlarını yayımlamasına CHP’den sert tepki geldi. CHP planların iptali için dava açmaya hazırlanıyor CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu konuyla ilgili yaptığı açıklamada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayımladığı imar planlarının iptali için kısa süre içinde dava açacaklarını söyledi. “AKP’liler İstanbul’a ihanet için birbirleriyle yarışıyor” Kaftancıoğlu, “AKP’liler İstanbul’u kaybedeceklerini öngördükleri günden beri kente ihanet etmek için birbirleriyle yarışmaya başladı. Yıllardır İstanbul’a ihanet ediyorlar ama özellikle son aylarda yeşil alan, sit alanı fark etmeden kentin her alanına saldırıyorlar. Gözleri dönmüş bir şekilde başlattıkları bu saldırıları telaş halinde, korkuyla, aceleyle yapıyorlar. Beykoz’daki orman alanında binlerce ağacın göz göre göre yok edilip yerine beton dökülmesini öngören projeyle ilgili ÇED sürecini işletmek bile onlara zaman kaybı geliyor. Çünkü bu yağmacı, talancı ihanet şebekesinin saltanatının sona ermesine 3 aydan daha kısa bir süre kaldı. Giderayak ne kadar çalsak, ne kadar çok rantı cebimize indirsek kârdır diye düşünen bir anlayışla karşı karşıyayız. Biz hukuku ayaklar altına alarak, mahkeme süreçlerini tanımadan imar planı yayımlanan Bakanlıkla da buna göz yuman yerel yönetim anlayışıyla da son ana kadar mücadele edeceğiz. Projeyle ilgili açtığımız 2 dava halen görülmeye devam ederken imar planlarının yayımlanması kabul edilemez. “Otoyol kenarları dahil kişi başına düşen yeşil alan 5.9 metrekare” İBB’nin Ağustos ayında açıkladığı verilere göre İstanbul’da otoyol kenarları, kavşaklardaki boşluklar dahil olmak üzere kişi başına düşen yeşil alan 5.9 metrekare. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı resmi sitesinde ise kişi başına düşen yeşil alanın en az 15 metrekare olması öngörülüyor. Gelin görün ki aynı bakanlık bugün Beykoz’da en az 5 bin ağacın katledilip yerine beton dökülmesine onay vermiş durumda. Bu ne perhiz, ne lahana turşusu? Bunlar kendi kendilerini dahi yalanlayabilecek kadar yalanın, dolanın, pisliğin içine battı. İstanbul’da belirli çıkar çevrelerinin menfaati için kurdukları bu saltanat 31 Mart’ta yıkılacak. O güne kadar tüm hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacak; Beykoz’da yapılmak istenen bu doğa katliamını durduracağız” dedi.