Türk kültürü ve kimliğini yaşatmak amacıyla çalışmalar yürüten İlteriş Vakfı, çocuklarına öz Türkçe isimler veren aileleri ödüllendirmek için dikkat çeken bir kampanya başlattı. Vakıf, her ay başvuru yapan aileler arasından iki bebeğe çeyrek altın hediye ediyor. Kampanyaya https://x.com/ilterisvakfi hesabına özel mesaj (DM) atarak veya iletiş[email protected] adresine elektronik posta göndererek başvuru yapabiliyorsunuz. Eğer çocuğunuz 0-6 aylık yenidoğan ise, kimlik fotoğrafını göndererek başvuruyu gerçekleştirebilirsiniz.
İlteriş Vakfı Genel Başkanı Kaptan Mustafa Can, kampanyanın amacının “Türkçenin yaşatılması, Türk kimliğinin güçlendirilmesi ve yeni nesillere ad yoluyla kültürel bilinç kazandırılması” olduğunu belirterek sert ve iddialı bir çıkış yaptı:
“Türkçe isim ve Türkçü bir nesil uğrunda gerekiyorsa 1000 altın dağıtırım. Evlatlarımız kendi dilinin, kendi kökünün, kendi medeniyetinin çocukları olsun.”
“TÜRKÇE, BU MİLLETİN VARLIK MÜHRÜDÜR”
Açıklamasında Türkçe’nin taşıdığı tarihsel ve kültürel öneme vurgu yapan Can, dilin yalnızca bir iletişim aracı değil, milletin hafızası olduğunu söyledi:
“Türkçe; destanlarımızın, devletimizin, töremizin dilidir.
Dilini koruyan millet ayakta kalır; dilini kaybeden millet ise tarihin tozlarına karışır.
Çocuklarımıza Türkçe adlar vermek, bin yıllık kültürümüze sahip çıkmaktır.”
“KİMLİK BULANIKLIĞI, KÜLTÜREL YÖNSÜZLÜK SOSYOLOJİK BİR SORUN”
Mustafa Can, Türkiye’de giderek derinleşen kültürel kimlik sorunlarına da dikkat çekerek iki noktada sert eleştirilerde bulundu:
“Bugün iki büyük tehlike görüyoruz. Bir kesim, İslamlaşmak adına Arap kültürünü taklit ediyor; kendi öz değerlerini geride bırakıyor.
Diğer kesim ise çağdaş görünme adına Amerika ve Avrupa kültürünü model alıyor.
Her iki durum da bizi biz yapan köklerden uzaklaştırıyor. Kökeni belirsiz ya da tamamen yabancı adlara yönelme eğilimi, uzmanlara göre toplumda yaşanan kimlik bulanıklığının, kültürel yönsüzlüğün ve modern görünme arzusunun bir yansımasıdır. Bu ciddi bir toplumsal sorundur.
Bu eğilim; özentinin, aidiyet kaybının, köklerinden uzaklaşmışlık hissinin ve ‘yabancı ismin daha modern olduğu’ şeklindeki yanlış algının birleşimi olarak tanımlanıyor.”
“KENDİ KİMLİĞİYLE BAĞI ZAYIFLAYAN İNSANIN İSİM TERCİHİ YABANCILAŞIR”
Sosyologlar bu konuya dair orta görüş olarak şunları belirtiyor:
“Kişi kendi kültürel kimliğiyle bağını zayıflattıkça, isim tercihi de yabancılaşır. Bu, özentiden öte, derin bir kimlik arayışının dışavurumudur.”
Toplumda oluşan bu algı, özellikle sosyal medya kültürüyle besleniyor; dizi karakterleri, yabancı sosyal medya ünlüleri ve popüler kültür etkisiyle ebeveynler çocuklarına yabancı isim vermeyi modernlik göstergesi olarak görüyor.”
Can, Türk milletinin tarih boyunca kendi medeniyetini kurmuş, başka milletlere ışık olmuş bir topluluk olduğunu hatırlattı:
“Biz başkasının gölgesine sığınacak bir millet değiliz. Ne Araplaşmaya ne Batılılaşmaya ihtiyacımız var. Biz zaten çağdaş ve ilerici bir medeniyetin sahibi Türk milletiyiz.”
“TÜRKÇE İSİMLER KÜLTÜREL KİMLİĞİN AKTARIMIDIR”
Vakıf, Türkçe isimlerin yalnızca bir tercih değil, aynı zamanda kültürel kimliğin geleceğe aktarımı olduğunu vurguluyor. Bu kapsamda yapılan çalışmalarla; ailelere Türkçe isimlerin anlamları anlatılıyor, yeni doğanlar için Türkçe isim rehberi hazırlanıyor, sosyal medya üzerinden Türkçe isim bilinci yaygınlaştırılıyor. Kampanyaya katılan aileler arasında her ay çekiliş yapılarak iki bebeğe hediye veriliyor.
Vakfın Başkanı Can, “Bir adı olmayan milletin geleceği olmaz” diyerek bunun sembolik değil, kültürel bir mücadele olduğunu ifade etti.
EKİM AYI HEDİYELERİ AYBÜKE VE METE HAN’IN
İlteriş Vakfı’nın “Çocuklarımıza Türkçe Adlar Verelim!” kampanyası kapsamında Ekim ayında yapılan başvurular arasından seçilen iki bebeğe çeyrek altın verildi. Ekim ayı çekilişinde altın ve hediyeleri alanlar Aybüke ve Mete Han bebekler oldu.
Mustafa Can, iki bebeğe de güzel bir yazgı dileyerek açıklamasını şöyle tamamladı:
“Evlatlarımızın yolu açık olsun. Türk’e yakışır isimlerle büyüsünler, bu milletin şanına layık olsunlar.” TAYFUN ERCAN – KENT YAŞAM
