Küçükçekmece Belediyesi Kitaş Toplantı Salonu'nda gerçekleşen buluşmaya Küçükçekmece Yönetim Kurulu Üyeleri ve çok sayıda basın mensubu katıldı. İlk söz alan isim, Küçükçekmece Kent Konseyi Tanıtım, Medya ve Halkla İlişkiler Komisyonu Başkanı Bahadır Gönenç oldu. Geçmişte bazı sıkıntıların yaşandığını ancak önemli olanın yeni bir yol açmak olduğunun altını çizen Gönenç, “Ayırmadan her insana dokunmak gibi bir derdimiz var. Tabii ki bu, ilk etapta söylendiğinde çok kolay bir şey gibi gözükmüyor. Ancak birlik olunduğunda, doğru çalışma yöntemi geliştirildiğinde ve bu birliktelikten bir enerji doğduğunda, en doğru şeyleri sizlerin tecrübesiyle hayata geçireceğimize tüm kalbimle inanıyorum. Burada üzerimize düşen görev neyse, komisyon başkanı olarak, meclis üyesi olarak ya da sade bir Küçükçekmeceli olarak her şeyi yapmaya, sizlerle birlikte bu yolu yürümeye hazırım. Geçmişin sıkıntıları var mıdır? Vardır. Eksiklikler var mıdır? Vardır. Sizlerin şikâyetleri var mıdır? Vardır. Ve bu şikâyetlerinizin çoğuna katılıyorum. Buraya kadar hiçbir sorun yok. Ama şöyle de bir durum var: Geçmiş, geçmişte kaldı. Elbette birazdan sıkıntıları ve şikâyetleri konuşacağız, dinleyeceğiz. Ancak önümüzde yeni bir yol açmamız gerekiyor. Geçmişte yapılan hatalardan ders alarak, bugün bunları yapmayarak daha doğru bir yolu hep birlikte nasıl izleyeceğimizi konuşmalıyız. Burada yöneten irade kim olursa olsun, o iradeye de bir baskı oluşturarak Küçükçekmecelinin gerçek sorunlarını gündeme getirmenin yollarını sizlerle birlikte aramak istiyoruz. Bunu hep birlikte başaracağımıza çok inanıyorum” dedi.
KÜÇÜKÇEKMECE İÇİN VERDİĞİNİZ EMEĞİ BİLİYORUM
Gazetecilerin Küçükçekmece’ye verdiği önemin altını çizen Gönenç, “Çünkü hepinizi, kısmen diyeyim çok iyi tanıyorum. Küçükçekmece için verdiğiniz emekleri biliyorum. Zor şartlarda Küçükçekmece’nin insanına doğru haberi ulaştırmak için gösterdiğiniz emeği biliyorum. Bizim buradaki amacımız, herhangi bir kuruma ya da topluluğa iyi gözükmek değil. Tam aksine, Küçükçekmece’de dezavantajlı gruplardan başlayarak ilçenin sorunlarına eğilen ve bu sorunları çözmeye çalışan bir yapıyla, yöneten kadroya da “iyi anlamda baskı” oluşturabilecek ve doğru bilgiyi aktaracak bir kadro kurmaktır. Bunu tek başımıza yapamayız. Sizlerin emeği, sizlerin paydaşlarının emeği ve Küçükçekmece’deki diğer tüm derneklerin bu işe katılımıyla…”
BASINLA İLGİLİ EKSİKLİĞİMİZ FAZLA
Gönenç’in ardından söz alan isin Küçükçekmece Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Gökhan Aygün oldu. Basınla irtibat sağlamada eksiklerinin olduğunun altını çizen Aygün, “Bu masada oturan en eski yöneticiyim. Yaklaşık 10 yıldır Kent Konseyi’nde farklı kademelerde görev yaptım. Bugün geldiğimiz noktada, yerel gazetecilerimizle yani bölgedeki birçok faaliyeti ve çalışmayı halkımıza aktaracak yerel basınla olan irtibatımızın eksikliğini kabul ediyorum. Yerel basını bu sürece dâhil etmememizi bir eksiklik olarak görüyorum ve bunu açıkça ifade ediyorum. Geçmiş bir süreç var. Bu süreçle ilgili elbette eleştirileriniz olacaktır. Ancak geçmişe odaklanmak yerine bugün sizlerden geleceğe dair neler yapmamız gerektiğiyle ilgili önerileri duymak isterim ki buna göre aksiyon alabilelim. Kent Konseyleri, yönetmelikle kurulmuş, görev ve yetkileri belirlenmiş bir yapıdır. Birçok Kent Konseyi çalışmasını incelediğimizde, bir aksiyon alan sivil toplum kuruluşu gibi görünse de aslında Kent Konseyleri doğrudan aksiyon alması gereken değil; değerlendirme yapan, öneriler sunan bir yapı olarak planlanmıştır. Küçükçekmece’de veya kurulduğu ilçede yerel dinamikleri barındırarak bir değerlendirme pozisyonu oluşturması hedeflenmiştir. Peki, Küçükçekmece’de bu hedef gerçekleşiyor mu? Hayır. Yapılan çalışmaları yok saymak istemem ama bugün yerel basınla bir toplantı yaptığımız için açıkça söylemek isterim: Basınla ilgili eksikliğimiz çok fazla” dedi.
“BASINLA OLAN İLETİŞİMİZ GÜÇLENECEK”
Kent konseyinin geçmişteki başarılı çalışmalarını anlatarak sözlerini sürdüren Aygün, “Kent konseyi bugüne kadar yaptığı çalışmalarda birçok kurumla bir araya geldi. Bu kurumlardan edindiği bilgiler doğrultusunda Küçükçekmece’ye dair önerilerde bulundu, çalışmalar yaptı, bunları belediye meclisine ve kaymakamlığa gönderdi. Bu önerilerin hayata geçirilip geçirilmediğini takip etti. Ama bundan kim haberdar oldu? Hiç kimse. Bu da sizlerin sürece dahil edilmemesinden kaynaklı bir kusurdur. Bunu kabul ediyorum. Peki, bu kurumlar kimdi diye sorarsanız: ilçedeki sanayi kuruluşlarının sahipleri, iş insanları, sivil toplum kuruluşları, muhtarlar, sağlık çalışanları, okul müdürleri, siyasi parti temsilcileri ve kamu kurumlarının yöneticileriyle birçok kez bir araya gelindi. Buradan çıkan sonuçlar rapor haline getirildi. Öneriler belediye meclisine, başkanlık makamına ve ilgili kurumlara iletildi. Bu çalışmalarla ilgili bir faaliyet raporumuz var. Yeni baskısı da yapıldı. Onu da sizlerle paylaşacağız. En azından geçmişe yönelik yapılan çalışmaları inceleyip fikir sahibi olabilirsiniz. Bu da size ışık tutacaktır. Yerel basından çalışma arkadaşınız Sümeyra Hanım (Duğan) ve yönetim kurulu üyemiz Ayşe hanımla birlikte medya, basın ve halkla ilişkiler komisyonunda çalışacağız. Bu arkadaşlarımız sizlerle olan iletişimi güçlendirecekler. Bundan sonraki süreçte de gerekenleri el birliğiyle yapacağız” diye konuştu.
“ÖNCELİKLE SİZLERİ DİNLEMEK İSTİYORUZ”
Basın mensuplarına soru soran Aygün şöyle konuştu: “Ben uzun konuşmak istemiyorum. Sizleri dinlemek, sorularınızı yanıtlamak ve ileriye dair önerilerinizi duymak isterim. Hatta bir soruyla başlamak istiyorum. Yerel basına çok uzak değilim. Tayfun (Ercan) arkadaşımla yıllar önce bu işlerin mutfağında olmasam da destek veren tarafında olmaya çalışmıştım. Cahilce olabilir ama lütfen mazur görün: Küçükçekmece ilçesinde yerel basın olarak adlandırabileceğimiz kaç kurum, kuruluş ya da kişi var? Bunu bilmiyorum ve öğrenmek isterim. Bugün yereli konuşuyoruz ama ulusal yayın yapan kuruluşlar da ilçemizde var. Bu meslek grubu için ilçemizde bir platform olduğunu biliyorum. Ancak yerel basın için bir birliktelik sağlayan, beraber hareket etmeyi amaçlayan bir kurum, kuruluş ya da STK var mı? Bunu da merak ettiğim için sorarak başlamak istedim. Ardından sizlerin sorularını alayım.”
OLASI BİR DEPREMDE YAŞANACAKLAR SORULDU
Toplantıya katılan bir isim de Gazeteci Engin Zafer oldu. Zafer şöyle konuştu ve sorular yöneltti;
“Malum, ülkemizin en büyük sorunu deprem. Kent Konseyi’nin Küçükçekmece’de depremle ilgili bir çalışması ya da planı var mı? En son 23 Nisan’da İstanbul genelinde ve Marmara bölgesinde hissedilen bir deprem oldu. Küçükçekmeceliler toplanacak bir alan bulamadı. Bir diğer konu Fatih Mahallesi. Şu anda Küçükçekmece’nin en gözde ve popüler mahallelerinden biri. Ancak sadece bir giriş ve bir çıkışı var. Olası bir afet durumunda, ki 23 Nisan’daki depremde bunu gördük kimse mahalleye giremedi, kimse mahalleden çıkamadı. Allah korusun, büyük bir yıkım olsaydı yardım ekipleri nasıl girecekti? Yardıma muhtaç insanlara nasıl ulaşılacaktı? Aynı mahalleyle ilgili bir diğer konu: İmar kanunu. Orada 20-25 katlı binalar yapılıyor. Bu binalar hangi şartlarda imar alıyor? Kent Konseyi bununla ilgili bir çalışma yapıyor mu? O zeminin bu kadar yüksek yapılaşmaya uygun olup olmadığını da merak ediyorum.
“KENT KONSEYİ KENTİN SORUNLARI İÇİNDİR”
Zafer’in ardından söz alan isim Kent Yaşam Gazetesi İmtiyaz Sahibi Celal Karali oldu. Kurumun ilçeye verdiği önemin altını Çizen Karaali, “Arkadaşlar, Kent Yaşam Gazetesi’ni bilmeyeniniz yok. Çoğunuz bu gazetenin çatısı altında mutlaka bir hizmet verdiniz, emek harcadınız. 31 yıldır yayında olan Kent Yaşam Gazetesi, bu bölgenin en eski gazetesi. Şimdi, biz uzun yıllar sonra Kent Konseyi ile böyle bir toplantıda bir araya gelince, basın olarak sorularımız çoğalıyor. Ama bu soruların muhatabı keşke sadece kent konseyi başkanı olsaydı. Ancak Kent Konseyi’ne sorulacak sorular olduğu kadar, siz aynı zamanda Belediye Başkan Yardımcısı olduğunuz için ikinci bir sorumluluğunuz daha var. İmar deyince bunun sorumlusu Kent Konseyi değil. Kent Konseyi nedir, önce onu anlamak lazım. Kent Konseyi, kentin sorunlarıyla ilgili yasal olarak oluşturulmuş bir birimdir.”
KÜÇÜKÇEKMECE KENT KONSEYİ EYLEM YAPMADI
Sözlerini sürdüren Karaali, “Kent Konseyi’nden önce Küçükçekmece’de de, her ilçede olduğu gibi, sivil inisiyatifler vardı. Ama onunla birlikte birçok kişinin oluşturduğu bir ekip vardı. Bu ekip, göl kirleniyor, lağım göle akıyor diyerek çeşitli eylemler yapmıştı. Hiç unutmuyorum, el ele zincir oluşturmuştuk. Küçükçekmece Gölü’nü baştan sona ele ele zincirlemiştik. O zaman da bu inisiyatifler ilçenin sorunlarını gündeme getirmeye çalışıyordu. Sorunların çözümüne dikkat çekmek amacıyla bunları yapıyordu. Sonrasında bu yapı yasallaştı, resmileşti ve Kent Konseyi kuruldu. Ancak Küçükçekmece Kent Konseyi bunu yapmadı” dedi.
KÜÇÜKÇEKMECE İÇİN BİR ADIM ATILMIŞTIR
Karaali son olarak şunları ifade etti; “Geçmiş yıllara baktığımızda, Küçükçekmece Kent Konseyi’nin ne bir toplantısına rastladık ne de kamuoyuyla bir araya geldiğini gördük. Hangi sorunla ilgilendi, onu da bilmiyoruz. Belki ilgilendiler ama sayın başkanın da dediği gibi, kamuoyuna bilgi verilmedi. Somut olarak herhangi bir sorunun çözümüne katkı sağlanmadığı veya gündeme getirilmediği için bugün bizlerin eleştirilerine maruz kalıyorsunuz. Eğer bu Kent Konseyi şimdiye kadar bir sorunla ilgili adım atmış olsaydı biz de o zaman derdik ki, “Şuna da bir el atın.” Ama bunu diyemiyoruz çünkü ortada böyle bir örnek yok. Gelinen nokta yine de önemlidir. Ben sizden ricam, olaylara biraz da bu açıdan bakmanızdır. Şu anda bir adım atılmıştır...”
SORUNLAR TÜM PAYDAŞLARLA BİRLİKTE ELE ALINACAK
Tekrar söz alan Gökhan Aygün, “Aslında bu sorduğunuz soruların hepsinin cevabı olabilecek bir cevap vereceğim. Burada kafamızda bir kent çalıştayı var. Ama bu kent çalıştayı olmuş olması için değil. Bu söylediğiniz sorunların içinde ne var? En büyüğü deprem sorunudur. Sonra kent yoksulluğu vardır. Sokaktaki şiddet vardır. Bunların muhatapları kimler? Belediye başkanı mı, kaymakam mı, emniyet müdürü mü? Bu sorunlara kayıtsız kalmayak ve bu sorunlara eğileceği bir yapıyı kurmaya çalışıyoruz. Bu komisyonun amacı budur. Şimdi bu sorulara bir cevap vermek açısından. Kent çalıştayında bunları konuşacağız zaten. Mimarlar Odası'ndan destek alacağız. Gerekirse Mühendisler Odası'ndan destek alacağız. Ve burada sizlerin katkısıyla yapamayacağımız yok... Bu kent çalıştayı kentin sorunlarının ‘mış’ gibi tartışıldığı değil, tüm paydaşlarıyla ele alındığı ve çok ciddi bir iradeyle de üzerine gideceği bir çalıştay olacak. Yani biz bunu yaptık. Orada fotoğraf çekindik, sonra da yayınlamak için yapmayacağız. Bunu göreceksiniz zaten” dedi.
“SORUNLARI ÇÖZMEK İÇİN BİRLİKTE OLMAK GEREK”
“Burada da benim samimiyetime güvenin. Eğer siz diyorsanız ki burada kentin bu sorunu var. Bu Kent Konseyi'nin şu anki basın, yayın, halkla ilişkiler iletişim komisyonu buna kayıtsız kalmayacak. 10 yıllık boşluktan bahsettiniz ya da bugüne kadar bir şeylerin eksik gittiğinden bahsettiniz. Bu eksikliği toparlamak için biraz tecrübe lazım. Bu tecrübeyi de şu anda Kent Konseyi'nin hem yönetiminin hem de benim gördüğümü söylüyorum. Az önce yaptığınız eleştirilerden bağımsız bunu söylüyorum. Hepsine katılabilirim. Eleştirdiklerim vardır, katıldığım vardır, katılmadığım vardır. Bağımsız söylüyorum. Eğer bu sağlanmazsa bu 10 yılın sorunları veyahut da az önce az evvelden beri söylediğiniz geçmişten bugüne gelen sorunlar devam eder. Bizim amacımız zaten bu sorunların önünü kesmek ve bunun üstüne koyarak en iyisini sizlerle birlikte ortak akılla sadece bu masa etrafında da değil, Küçükçekmece'nin sivil toplum kuruluşlarıyla, meslek odalarıyla en iyisini ne yapabiliriz ve Küçükçekmece'nin hak ettiği o güzel yaşamı sorunlarını nasıl çözebilirizi birlikte çözmek amacımız var. Geçmişten gelen sorunlar illa ki var zaten. Olmazsa olmaz. Ama buraya çok takılmaktansa önümüzde ne yapabilirize bakıyoruz.”
AYGÜN’DEN ‘PAZAR TARTILARI ÖNDE OLSUN’ ÖNERİSİNE CEVAP
Pazar tartısı sorusunu cevaplayan Aygün, “Mesela bütün pazarlarımız da pazarcıların da bildiği, vatandaşın da bildiği, belediye zabıta ekiplerinin ilgili arkadaşlarının durduğu tartı alanları var. Dolayısıyla siz çıkarken elinize almış olduğunuz ürünü o tartıda tartıyorsunuz. Bakıyorsunuz doğru kiloyu vermiş mi? Eğer vermemişse hemen aldığınız yeri gösteriyorsunuz. Direkt işlem yapılıyor. Yönetmelikte tartı önde olsun arkada olsun bir şey yok. Ama bu güzel bir öneri. Yani bence de ciddiye alınması gereken bir öneri. Daha görülen bir alanda olmalı. Bunun notunu aldım. İlgili arkadaşlara ileteceğim.” dedi.
Aygün ilçedeki işletmelerle ilgili de konuşarak şunları söyledi;
“Esnaflardaki fiyat listeleri bizim yine belediyenin işi. Kontrol ediliyor ama aynı zamanda QR zorunluluğu da var. Yani QR'dan da fiyat listesini görüyor. Benim bildiğim bütün işletmelerde hemen hemen QR uygulaması var. Bizim tarafımızdan da şu anda zaten ciddi bir şekilde kontrol ediliyor.”
Biz Küçükçekmece ilçesinde hatta ruhsatlı yapıların tamamıyla ilgili hem imari açıdan hem ruhsat belgeleri açısından hepsini tek tek kontrol ediyoruz. Şu anda 16.000 ruhsatlı işletmenin ya da bulunan işletmenin yaklaşık 5-6.000'ini kontrol ettik. Geriye kalan da hızlı bir şekilde kontrol etmeye devam ediyoruz oralarda da. Açısından, hem ruhsatı hem de belgeleri tek tek kontrol ediyoruz. Şu anda 16.000 ruhsatlı işletmenin yaklaşık 5-6.000’ini kontrol ettik. Geriye kalanları da hızlı bir şekilde kontrol etmeye devam ediyoruz”
AYGÜN FATİH MAHALLESİ İMAR PLANI KONUSU İÇİN DE KONUŞTU
Bunu sadece belediye yapmıyor. Bir planın bir alandan başka bir alana geçmesi için önce 1/100.000’lik planda eğitim öğretim alanı olması gerekiyor. Sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 1/5.000’lik plan yapılmalı. Ardından bizde de 1/1.000’lik plan yapılmalı. Bu sistemin dışında, vakıf üniversitelerinin plan yapma yetkisi var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın da re’sen plan yapma yetkisi bulunuyor. Belediye, oradaki imar planını kabul etmezse, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan aynı imarı alabiliyorlar. Bu, denetlenebilir bir durum. İsterseniz hep beraber bakarız.
DEPREM İÇİN ÇALIŞMALARI ANLATTI
“23 Nisan depremiyle ilgili olarak Kent Konseyi’nde yeni bir komisyon kurduk: Afet Farkındalık ve Kentsel Dönüşüm Komisyonu. Komisyon başkanlığına, Mimarlar Odası’nda görev yapmış bir mimar kardeşimiz getirildi. O da hızlıca çalışmalara başlayacak. Belediye olarak da, 23 Nisan depreminden önce bir panel, sonrasında bir çalıştay düzenledik. Çalıştay raporunu, İstanbul Teknik Üniversitesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı ile birlikte hazırladık. 39 ilçenin afet, imar, yapı kontrol ve planlama müdürleri, mahalle muhtarları, sivil toplum kuruluşları, arama kurtarma ekipleri gibi katılımcılarla gerçekleştirilen çalıştayın sonucunda ilçemiz özelinde altı ayrı senaryo çalıştık. Sizin az önce söylediğiniz gibi; çıkış, giriş, saat, yağış, evde ya da dışarıda olma durumlarına göre bu senaryoları değerlendirdik. Bunları basın bülteniyle açıklayacağız. Ayrıca sivil toplum kuruluşları, muhtarlar, meclis üyeleri ve siyasi partilerle birlikte değerlendirip, sonuç raporuna eklenmesi gereken noktaları da belirleyip yol haritamızı şekillendireceğiz. Kentsel dönüşümle ilgili yeni yönetmelikler ve plan notları geçirdik. Büyükşehir Belediyesi’nden gelen yanıtları bekliyoruz. Onlar geldikten sonra ilçemizi ciddi bir dönüşüme sokacağımıza inanıyorum. Buradaki en büyük sıkıntı vatandaşın ikna olması. Baba oğlunu ikna edemezken, biz üç-beş komşuyu bir araya getirip bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ama bu dönüşüm mutlaka gerçekleşmeli. 23 Nisan depreminde yerel basına da çok teşekkür ediyorum. Bizimle paylaştılar, sosyal medyalarında duyurdular, yazdılar. Biz de bunlardan beslendik, hemen müdahale ettik, gereken işlemleri yaptık. IRAP eylem planlarımız kapsamında 15 eylemi tamamladık. Şu anda 36 eylemimiz var. Hepsi zamana bağlı ve 2026 sonuna kadar tamamlanması gerekiyor. Ayrıca Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında, deprem sonrası yapılacakları da belediye olarak uyguluyoruz. Kent Konseyi’nin takibi açısından da bu konular için bir komisyon kurduk.” KENT YAŞAM HABER MERKEZİ