HAYAL KIRIKLIĞI YARATACAĞI ENDİŞESİNİ TAŞIYORUM

Gazetemize Kars-Iğdır-Nahcivan projesi hakkında bilgi vermek için gelen, bölge halkı tarafından yakından tanınan, sevilen Av. Sinan BAYAT, bölgenin sorunları ile yakından ilgilenen biri. Geçmiş dönemlerde İstanbul Iğdırlılar Dernek Başkanlığı yapmış ve aktif siyasetin de içinde olan Iğdır sevdalısı Av. Sinan BAYAT ‘’ ben güzel Ülkemizin doğu sınırındaki son ili Iğdır’ın Aralık ilçesinde doğup, ortaöğrenimi burada tamamlayıp, mesleğini İstanbul’da ifa eden, yaşayan biriyim. Ben her ne kadar İstanbul’da yaşasam da,  hala geceleri İstanbul’da uyuyup, sabahları Iğdır’da uyanıyorum. Dolayısıyla bölge sorunlarını bilen, yakından ilgilenen, ulaşımın ne demek olduğunu, başka şehirlere bazen 30 saati bulan yolculukların zorluklarını bilen birisi olarak, öncelikle şunu vurgulamak istiyorum ki, Kars-Iğdır-Nahcivan projesine emek veren, verecek olan herkesi yürekten tebrik ediyorum. Sizlerin şahsında onlara çok teşekkür ediyorum.

TÜRK KAPISININ PARASINI DA ATATÜRK VERDİ, ADINIDA

Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi parası ile sınırdaki Dilucu bölgesini satın aldığı, önemine binaen adına "Türk kapısı" dediği yine Kazım Karabekir Paşa'nın"Şark kapısı" olarak nitelendirdiği, Türkiye'yi, Türk Cumhuriyetleri ile birbirine bağlayacak olan bu hat, hepimizi ziyadesiyle heyecanlandırıyor, mutlu ediyor.

ULAŞIM TABİKİ MEDENİYETTİR..!

Ulaşım medeniyettir, demir yolu da bu medeniyetin öncüsüdür, dinamosudur. 1850 yıllarda Ülkemize gelen Trenin, 170 yıl sonra Iğdır’a gelecek olması üzücü olsa da, Kars-Iğdır-Nahcivan hattının uygulamaya geçecek olması, Ülkemizin demir ağlarla örülmesi sevindiricidir. Şüphesiz ki, bu projenin bölge halkına sayısız faydası olacaktır. Ama sadece bu hattın geçmesi, göstermelik birkaç istasyonun kurulması ile bölge halkına olumlu bir katkı sağlamayacağı gibi, çok büyük bir hayal kırıklığı yaratacağını da üzülerek söylemek durumundayım. Başlıca bu olası sorunları ve çözümlerini sıralayacak olursak;

1 ) Öncelikle yapılacak olan bu hattın yapım, işletim aşamasında, muhakkak bölge şirketleri, bölgenin insanlara iş ve aş vermek suretiyle görev almalı. Mümkün olduğu kadar, tedarikler de Iğdır’dan sağlanmalı.

IĞDIR’DAN DÜNYAYA AÇILAN LOJİSTİK FİRMALARI UNUTULMAMALI

2 ) Takribi olarak 2500 Tırın olduğu, halkın büyük bir kesimin lojistik-taşımacılık sektöründen geçimini sağladığı bu hattan olumsuz etkileneceği aşikardır. Onlarca tırın yaptığı işi, bir tren yapabilecektir. Bu da bu sektörün yok olması demektir. Bu hat üzerinden taşınacak yüklerin, hat öncesi ve sonrası taşımacılığını bölge lojistik şirketleri ve tır sahipleri yapmalıdır.

 3) Yine bu hattan etkilenecek bir diğer önemli sektör, yolcu taşımacılığı yapan firmalardır. Takribi olarak 2000 ailenin iş, aş kapısı olan bu sektörde çok ciddi bir şekilde olumsuz etkilenecektir. Yine, treni kullanacak yolcuların hat öncesi ve sonrası taşımacılığını bölge firmaları yapabilmelidir.

4 ) Kurulacak istasyonlar siyasi kaygılar, rant gözetilmeden, tarım arazileri de korunak yapılmalıdır. ‘’Benim ilçeme, köyüme, mahalleme istasyon yapılsın’’ gibi, kişisel menfaatlerden, ihtiraslardan uzak durulmalıdır. Yapılacak istasyonlar bölgenin değerlerine sadık kalarak, faydasına olacak şekilde yapılmalıdır.

İstasyonlar Iğdır merkezi ile, dünyaca ünlü değerimiz olan Ağrı dağının Aralık ilçe sınırları içerisindeki eteğine, ileride yapılacak teleferik sistemi ile entegre olabilecek ve yine sağlık turizmine ev sahipliği yapılabilecek, Tuzluca’da yer alan Tuz dağının bulunduğu bölgeye yapılması düşünülebilir.

5) Bu tren hattı İç ve Dış Ticareti, Tarımı, Hayvancılığı, Esnafları kısacası bütün ekonomik dinamikleri olumlu yönde etkilemelidir. Bölgenin cazibe merkezi olması, daha da yaşanabilir bir hale gelmesi için çok ciddi çabalar, emekler verilmelidir.

’’ TREN GELİR, HOŞ GELİR’’DEMELİYİZ

Yukarıda anlatmaya çalıştığım ve daha sonra ortaya çıkabilecek muhtemel problemleri, merkezi hükümetin veya onun Iğdır’daki siyasi uzantısı tek başına çözemez. Merkezi Hükümete yol gösterecek adına ‘’Tren çalışma ve gelişim grubu’’ da diyebileceğimiz, içinde  her kesimin temsil edildiği bir çalışma grubu, Iğdır Ticaret Odasının öncülüğünde acilen kurulmalıdır. Bu gruba katkı sunacak, tarihi sorumluluğu üstlenecek kişiler, Dilucu gümrük kapısında yapılan hataları tekrarlamamak,  Iğdır’ımızın, çocuklarımızın geleceği için siyaseti, adam kayırmacılığı bir kenara bırakarak çalışmalar yapmak zorundadır. Vebal almak istemiyor, geleceğe iyi bir miras bırakma istiyorlarsa, bu vicdani sorumluluğu yerine getirmek zorundadırlar.

Bu hususta yetkililerden rica ediyorum lütfen önceliğiniz hep Iğdır olsun. Iğdır için kim bir şeyler yapmak istiyorsa, görev verilirse seve seve yapacağımı, Iğdırlıların her zaman emrinde olduğumu bilinmesini isterim.

Bölgeye zararından çok, faydasının olacağını düşündüğüm bu hattın problemli kısımları çözülür, halkımızın derdine derman olursa işte o zaman ’’ Tren gelir, hoş gelir’’ diyeceğiz.

Av. Sinan Bayat röportajı, kendisine ait slogan olan ‘’Iğdır, bir şehirden çok öte’’ ile bitirdi. Kent Yaşam Gazetesi

Editör: Haber Merkezi