“İnsan hakları herkes için onurlu bir yaşamın güvencesi olduğu gibi barış ve adaletinde temelidir” sözleriyle başlayan açıklamada, adaletin ve hukukun olmadığı terde keyfiliğin ve zulmün hüküm sürdüğü belirtilerek, Nurettin Yedigöl’ün 12 Eylül darbecileri tarafından gözaltında kaybedildiği ve 38 yıldır darbeci zihniyetin kesintisiz sürdüğü belirtildi. GÖRGÜ TANIKLARI KONUŞTU “Nurettin Yedigöl, 12 Eylül darbesi sonrasında bir eve yapılan baskında gözaltına alınarak, dönemin işkence merkezlerinden biri olan Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Tayyar Sarar yönetimindeki 1. Şubede Honduras’ta işkence eğitimi almış “K grubu” tarafından sorgulandı. İfade vermeyi ret ettiği için Mete Altan’ın başında bulunduğu işkence grubu tarafından ağır işkencelerden geçirildi. Tanıklar Yedigöl’ün konuşamayacak durumda, kanlar içinde ve bilincinin yerinde olmadığını belirtti. O günden sonra Nurettin Yedigöl’den bir daha haber alınamadı. Yetkililer tarafından gözaltına hiç alınmadığına dair açıklamalar yapıldı. 10 kişi Nurettin Yedigöl’ü siyasi şubede gördüklerine dair tanıklık etti, ancak savcılık ‘böyle şey olmaz, devlete iftira atmayın’ dedi. Açılan tüm soruşturmalar zaman aşımı gerekçesiyle düşürüldü” denilerek Nurettin’i katledenlerin cezasızlık zırhıyla korunduğu vurgulandı. Açıklamada ayrıca 34 haftadır Cumartesi annelerine kapatılan Galatasaray önünden vazgeçilmeyeceğinin de altı bir kez daha çizildi. Açıklamadan sonra Nuretin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl söz alarak annesinin mesajını iletti. Muzaffer Yedigöl annesinin başta Cumhurbaşkanı ve başbakan olmak üzere kimseye hakkını helal etmediğini ilettiğini söyleyerek, sorumluların biran önce cezalandırılmasını ve aynı acıların bir daha kimsenin yaşamamasını istediğini sözlerine ekledi. Sonra sözü Nurettin Yedigöl’ü siyasi şubede en son canlı gören tanıklardan Ümit Efe aldı. Ümit efe gözaltında ağır işkenceye uğramış bir halde Yedigöl’ü gördüklerini ve durum için birçok yere başvuruda bulunduklarını ancak sonuç alamadıklarını belirtti. 12 Eylül kayıplarından Hayrettin Eren’in kız kardeşi İkbal Eren söz alarak askeri darbeden sonra sivil darbelerin devam ettiğini ve böylece adaletin ortadan kalktığını ve keyfi kanunlarla işlerin yürütüldüğünü belirtti. Galatasaray Meydanı’nı kapatıp, sevdikleriyle kayıplarıyla buluşmalarını engelleyerek onları unutturamayacaklarını belirten Eren, yasakçı zihniyetten vazgeçilmesi çağrısında bulundu. 734. kez bir araya gelme çağrısı yapıldıktan sonra basın açıklamasına son verildi. Selvi Sarıtaç / Kent Yaşam Gazetesi