Hepimiz de çok üzüldük..Kahrolduk...Üzerimizden bir süredir, bir türlü atamadığımız "deprem psikolojisi" daha kaç gün, kaç hafta, kaç ay daha bizimle birlikte olacak bilemiyorum ama normale dönmek için hepimizin bir çaba içerisinde olduğumuzun da ve dahası böyle olması gerektiğinin de farkındayız aslında..Sanki ruhumuz ,bedenimiz , hafızamız uyuşmuş hissiyatı içindeyiz. Bu duygular içerisinde olmamız son derece normal çünkü yaşanılan çok ağır ve son derece üzücü bir toplumsal travma..Deprem ve doğal afetler insanlar üzerinde ciddi stres ve kaygıya neden olabiliyor. Depremi bizzat  yaşayanlar,enkaz altından çıkanlar, yakınlarını,sevdiklerini depremde kaybedenler için zaten söyleyecek söz bulamıyorum gerçekten..Bunu yaşamak zaten kıyamet gibi bir durum ve çok yıpratıcı bir süreç bence..Rabbim oradaki herkese sabırlar versin, şifa versin ,vefat edenlere rahmet eylesin ,geride kalanlara kolaylıklar versin, bundan sonraki süreçte güç versin inşallah.. Kişilerde deprem sonrasında fiziksel yaralanma olmasa da ciddi duygusal sorunlar da ortaya çıkabiliyor.. Karamsarlık, çaresizlik gibi duygular çok yoğun yaşanabiliyor..Bu duygular sık sık değişebilir ve kendinizi eskiye kıyasla daha sinirli ve agresif hissedebilirsiniz.Dikkatinizi yaptığınız işe vermekte ya da karar vermekte zorlanabilir, kolaylıkla kafa karışıklığı yaşayabilirsiniz.Hafıza problemleri ,uyku, yeme düzeni bozulabilir, sürekli deprem olacağı düşüncesi ve korkusu hep bizimledir. Deprem sonrası ise zamana yayılan hem bireysel hem de toplumsal bir süreçtir aslında..İlk zamanlardaki dehşet, korku, şaşkınlık,panik, öfke, ümitsizlik, çaresizlik yerini artık kurtarma çalışmaları,depremzedelerin ihtiyaçları, yardımlar, hasar tespiti, hastalık riski, güvenlik sorunları, enkaz inceleme gibi durumlara bırakır...Ve maalesef depremin 10 ilimizi aynı anda vurmuş olması..Bir şehirde enkaz arama çalışmaları yapılırken diğer bir şehirimizde süren kurtarma çalışmaları, bir şehirde yiyecek sıkıntısı, barınma sorunları yaşanırken bir başka şehirimizde bir çok sokak henüz ulaşıma açılamamış durumda olması..Enkaz altında seslerini duyurmaya çalışan insanların çığlıkları, enkaz başında sevdiklerini, ailelerini kurtarmak için çaresizce yardım bekleyen, bağırmaktan sesleri kısılmış çaresiz , yaralı, öfkeli insanlar..Hepimiz için dünyanın en güvenli yeri olan evlerden, dışarıya saçılmış eşyalar..Ve gidecek hiçbir yeri olmayan insanların enkaz başında bekleyişleri...Evet normal yaşantımıza hemen dônemeyeceğiz..Ve orada yaşananlar hiç ama hiç kolay şeyler değil gerçekten...Ama elbet bunu da toplum olarak atlatacağız inşallah, yaralarımızı hep birlikte saracağız, iyileşeceğiz...Bundan sonraki süreçte devletimiz inanıyorum ki gerekenleri en iyi şekilde yapacaktır zaten..Binaların sağlam temeller üzerinde inşa edilmesi dışında ,depremleri önleme noktasında bir önlem olmadığından eğitim sayesinde deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrasında neler yapabileceklerimizle ilgili doğru kararlar vererek duruma bir nebze de olsa hakim olduğumuzu hissederek endişe ve kaygılarımızı azaltabiliriz..Ve hep birlikte dua edelim "Rabbim bir daha ülkemin hiçbir yerinde böyle bir afet göstermesin inşallah.."