-Ne dedi sana?

-Arkadaş olarak kalmak istiyormuş. Benimle beraber olursa çok üzermiş beni. Hem ben daha iyilerine layıkmışım. Onunla olmam vakit kaybından başka birşey değilmiş. Manyakmış o, öyle diyor kendine. Aşk’a inanmıyormuş. Ona göre Aşk, insanoğlu’nun gerçeği pembe boya ile boyamasından başka bir şey değilmiş.

- Sen ne dedin peki?

-Şans vermesini istedim. Belki de inanması mümkün olmayan her şeye inandırabileceğimi söyledim. Ne bileyim, onunla bir Pazar günü sabahın kör saatinde, şehrin en tepesinde güneşin doğuşunu izlemeye gidersek, bulutlara, güneşe, tabiata inandığı gibi bana da inanabileceğini söyledim. Söylemedi bir şey, güldü sadece. O bana alaycı da olsa gülerken, ben kendimi ona hayran hayran bakarken yakaladım.

-Yanlış yapmışsın, belli etmeseydin keşke o kadar

-Belli mi etmeyeyim? Abi ben sokakta top koşturduğum, kısa pantolon giydiğim zamanlar da altıma işediğimi belli etmeyeyim diye saklandım insanlardan.İlkokul’a başladığımda insanlar benim düzgün konuşamadığımı anlamasınlar diye 3.sınıfa kadar sustum, bu yüzden bana dilsiz derlerdi. Lise de sıra arkadaşım Gamze’ye aşık olduğumda, belli etmeyeyim diye okul değiştirdim. Belli etmeyeyim... Ölürsem, öldüğümü de belli etmem, tamam.

-Öyle mi dedim, totondan anlıyorsun herşeyi

-Totomdan anladığımdan değil de, merak ediyorum abi, niye sevmedi beni?

-Sevmiştir aslında, bakma sevmiyor gibi göründüğüne. Bir zaman benim de oldu öyle bir kırıklığım. 21 yaşındayım o zaman, üniversitenin son sınıf öğrenciyim. Okul koridorlarında başım önde yürürken kafamı kaldırdığımda gördüm onu. Damdan düşmüşe döndüm. Ertesi gün gidip konuştum. İstemedi beni, kabul etmedi. Gecelerce aklımdan çıkaramadım, o nereye giderse peşindeyim, hangi derse girse ben ordayım. Dayanamadı sonunda, “Ne istiyorsun benden?” dedi. “Seni” dedim. Öyle baktı ki bana, içim gitti. Bir süre konuştuk telefonda. Tam 1 ayın sonunda, “konuşmayalım artık” dedi. “Neden?” dedim. Sokak kedisi ile ciğerci kedisinin hikayesini anlattı. Ciğerci kedisinin beklentileri farklıydı. Ben, gariban sokak kedisiydim hâliyle.

-Sonra abi?

-Sonrası yok. Günlerce düşündüm, içime kapandım. Oturdum şiir yazdım, yazı yazdım, şarkı söyledim. Sokak kedileri ile muhabbet ettim. Birini severken, o’na değil, hissettiği duygunun kendisine sahip çıkmalı insan. Aşk’ı aşk yapanda bu zaten. Milyonlarca insanın arasında onu seçmiş yüreğin, dönüp kendine ‘Allah belanı versin’ deme. Sen sevmeye devam et. Vazgeçme sevmekten. Mümkünse dünyayı semek kurtaracak. Ama onunla mı yoksa başkasıyla mı kurtarırsın onu bilemem işte...