Bilindiği gibi 2015 yılında emeklilikte yaşanan mağduriyetleri gidermek ve emeklilerin sesini duyurmak için Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği kuruldu. Bugüne kadar çok sayıda mağduriyeti kamuoyu ile paylaşan dernek, mağduriyetlerin giderilmesi konusunda yasal düzenlemelerin yapılmasını istiyor.

‘GERİYE DOĞRU İŞLEYEN BİR YASA’

Konu ile ilgili gazetemize çok özel açıklamalarda bulunan Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Gönül Boran Özüpak, yaşanan mağduriyetin ilk olarak 1999 depremiyle beraber İMF´nin dayatmasıyla çıkarılan 4447 sayılı yasa ile beraber ortaya çıktığını belirterek daha önceki dönemler de kadınlar için belirlenen emekli olma şartının 20 yıl 5 bin gün, erkeklerde ise 25 yıl 5 bin gün olduğunu söyledi.

Özüpak, çıkartılan 4447 sayılı yasayı “dünyada eşi ve benzeri olmayan, geriye doğru işleyen bir yasa olarak niteledi.

‘YASAYI ÇİĞNEYEREK MECLİSTEN GEÇİRDİLER’

Özüpak, “17 ağustos depremi sonrasında ülkemizin bütün vatandaşları can havliyle depremde kayıplarını aramaya koştururken, bizleri mağdur eden 4447 sayılı kanun yürürlüğe girdi. Yasada kademeli emeklilik maddesi hariç diğer maddelerine herhangi bir itirazımız olmadığı gibi diğer bütün kanunların yayınlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girdiği tarihten sonrasını etkilemesi bizler için bir mağduriyet oluşturmadı”  dedi.

“Anayasa mahkemesine verilmesine rağmen anayasa mahkemeleri bu yasada sadece kademeli emeklilik maddesini iptal edip diğer bütün maddeleri onaylamışlardır” diyen Özüpak, “2002 mayıs ayında meclis tekrar konuyu ele alıp iptal ederken kademeli emeklilik maddesini biraz yumuşatarak ‘Anayasanın vatandaşa verilen haklar geri alınmaz’ maddesini de çiğneyerek 4759 sayılı yasayı meclisten geçirdiler” diye konuştu.

‘KAZANILMIŞ HAKLARI ÖLDÜRDÜ’

Muhalefet partileri tarafından Anayasa mahkemesine tekrar ibraz edilse de, Anayasa mahkemesinin düzeltilen maddeleri aynen kabul ettiğini söyleyen Özüpak, yine Anayasanın  4759 sayılı yasanın geriye doğru işleyip kazanılmış hakları öldürdüğünü ifade etti. Buna gerekçe ise şu şekilde ele alındı: “Emeklilik konusu kazanılmış hak değil beklenen haktır. Beklenen haklarda gerçekleşmediği sürece devlet tarafından değiştirilir.”

‘DEVLET GENÇ, İŞVEREN YAŞLISIN DİYOR’

Yaşanan mağduriyetlerin sadece emekli olamama durumundan ibaret olmadığını dile getiren Özüpak, “Devlet, vatandaşı ‘sen gençsin’ diyerek emekli etmiyor, işveren ise ‘sen yaşlısın, seni çalıştıramayız’ diyerek çalıştırmıyor. Bu koşullara maruz kalan bir çok üyemiz ve vatandaşımız ruhsal ve psikolojik rahatsızlıklar yaşıyor” dedi.

Özüpak, devamında 4759 sayılı kanunu eleştirerek, “Bu kanun bizlere ne gibi mağduriyetler getirdiğini şöyle izah edebiliriz; Özel sektör çalışanlarını yaşları sebebiyle kapının önüne koymaktadır. Emek harcayan işlerde çalışan arkadaşlarımız maalesef doğanın gücüne yenik düşerek belli bir yıl sonra güçlerini kaybedip hantallaşmaya başladığından, işverenler haklı olarak daha genç ve dinamik bir eleman çalıştırma isteği ile genelde 40 yaş ve üzeri çalışanları işten çıkarmaktadır. İşveren yaşlısın diyor kapının önüne koyuyor, devlet gençsin diyor emekli etmiyor” ifadelerini kullandı.

‘KAYITDIŞI ÇALIŞMAK ZORUNDA KALIYORLAR’

Yaşa takılan emeklilierin sorunlarını anlatan Özüpak, “İşten çıkarılan arkadaşlarımız tazminatları ile belli bir süre geçimlerini sağladıktan sonra o paranında bitmesi üzerine günübirlik işler bulabilirse çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Sigortalı bir iş bulma imkanları olmadığı gibi hasbelkader bulurlarsa da kayıt dışı yani SGK´sız çalışmak zorundalar” dedi.

‘15 MİLYON MAĞDUR VAR’

Özüpak, çıkarılan 4447 sayılı kanundan magdur olan kişi sayısının ilk başlarda 5 milyon kişi olduğunu belirtti ve bu kimselerin ailelerinide hesaba katıldığında ortalama 15 milyon kişinin yasa sebebiyle mağduriyet yaşadığını söyledi. Özüpak, “Yürürlüğe konulan bu kanun eğer şimdi kalkarsa, prim gün sayısı ve hizmet yılını dolduran kişi sayısı olarak 250-300 bin civarında olup hemen emekli olacaklar” diye konuştu.

2008 yılında çıkarılan bir başka kanundan da bahseden Özüpak, “01.10.2008 tarihinde yapılan 5510 sayılı düzenleme ile Aylık Bağlama Oranlarının, 1999 yılı ve öncesi , 2000 -2008 yılı arası ve 2008 yılı sonrası olarak hesaplama şeklini üç ayrı ortalamaya tabi tutarak, %70 olan oranların %30 lara düşmesine sebep oluşuyla bugün bağlanacak maaşlar 700 ila -1000 TL arasındadır. 5510 Sayılı yasanın getirdiği Aylık Bağlama Oranları (ABO) ile EYT nin kanayan yarasına tuz basarak mağduriyete mağduriyet katmıştır” şeklinde konuştu.

‘MAĞDURİYETİMİZ GİDERİLSİN’

Özüpak, konuşmasının sonunda,  “Daha açık ve net ifade ile belirtecek olursak bizler 08.09.1999 öncesi işe başlarken prim gün sayımızı doldurmak şartı ile 20-25 yıl sonra emeklilik hayalleriyle çalıştık. Bizim bu hayallerimizi yıkan, oynanan maçın tam yarısındayken hatta sonuna yaklaşmışken kural değiştiren ve bu yeni kuralı eski oyunculara uygulayan koalisyon hükümeti oldu. Artık mağduriyetlerimizin giderilmesini istiyoruz. Bizler 6 bin 7 bin 8 bin ve hatta 9 bin üzerinde pirim doldurmuş kişiler olarak, devletine doldurması gereken pirim gün sayısı üzerinde ödeme yapmış, hatta  tur bindirmiş veya bindirmek üzere vatandaşlarız” ifadelerini kullandı.

Tayfun ERCAN

Tuğçe HUY / Kent YAŞAM

Editör: Haber Merkezi