2014 yerel seçimlerine sayılı günler kala siyasi partilerdeki hareketlilik artarken, CHP örgütlerinde ciddi bir rahatsızlık gözleniyor.
İl ve ilçe yöneticilerinden partinin sade üyesine kadar örgütün hatırı sayılır bir bölümü kaygılı.
Genel merkezin aday belirleme yöntemindeki belirsizlik, Mustafa Sarıgül’ün partiye dönüşü ve aday adaylığına müracaat sürecinde izlenen tutum, partinin kendi iç dinamikleri yerine ithal aday arayışı, seçimi kiminle kazanacaksak aday o olacak şeklindeki söylentiler örgüt içinde ciddi biçimde sorgulanıyor.
CHP örgütleri 2014 yerel seçimlerine haklı olarak hayati bir anlam yüklüyor.
Çünkü son 11 yıldır AKP hükümetleri ile Türkiye’nin getirildiği nokta ortada.
Bugün artık AKP hükümetine duyulan güven hızla azalırken, hükümetin icraatlarından endişe duyanların sayısı da giderek artmaktadır.
Toplumun geniş kesimlerinde, AKP’nin bir dönem daha tek başına iktidar olması durumunda daha olumsuz tablolarla karşılaşılabileceği, ayrışmanın ve gerginliğin daha da tırmanacağı, Cumhuriyetin kazanımlarının tamamen yok edilebileceği yönündeki endişe de yaygınlaşıyor.
2014 yerel seçimlerinin ardından yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonrasındaki
genel seçim Türkiye’nin geleceğini şekillendirmesi açısından önemli.
CHP örgütleri bu açıdan oldukça temkinli, sorumluluğunun farkında, en önemlisi de geçmişteki hatalardan ders çıkarılması gerektiğine inanmış.
Ancak yerel seçimler öncesinde izlenen aday belirleme yöntemindeki belirsizlikler, sağ kökenli isimlerin aday gösterilmesi çabaları can sıkıyor.
İstanbul’da CHP’li belediyelerin olmadığı 17 ilçede yapılan temayül yoklamaları örgütleri tatmin etmediği gibi, malumun ilanı olarak karşılandı.
Temayül yoklamalarında ilçe başkanlarının birinci sırada çıkması zaten beklenmekteydi.
Sandıktan “zafer” ile çıkan bazı ilçe başkanlarının AKP’li belediyelerle kol kola yürüdüğünü savunan CHP’liler, sadece temayül yoklamasının sonuçlarına bakmanın aldatıcı olacağına inanıyorlar ki pek de haksız sayılmazlar...
Bu süreçte birebir görüştüğüm CHP’lilerin ortak düşüncesi, parti ilkelerini benimsemiş, rant ilişkilerine bulaşmamış, örgütün ve halkın güvenini kazanabilmiş isimlerin aday gösterilmesi ile başarıya ulaşılabileceği yönünde.
CHP örgütlerindeki bir diğer sıkıntıda partili bazı belediye başkanlarından kaynaklı.
Örgütünü tanımayan, belediye meclisini kendisi belirleyerek ilçe yönetimini saf dışı bırakan, tüm kararları tek başına alan kısacası kendisini CHP’nin üstünde gören belediye başkanları ile seçim kazanmanın bu kez çok zor olduğuna inanılıyor.
Yine CHP içinde en çok tartışılan konulardan bir tanesi de kadın aday konusu.
Genel merkez ve parti üst yönetiminin bu yönde sık sık açıklamalarda bulunduğunu hatırlanan CHP’liler, artık bu açıklamaların temenni olmaktan çıkıp hayata geçirilmesinden yanalar.
Yeni bir yerel seçim öncesinde CHP’nin geçmişin sorunları ve sıkıntılarıyla boğuşuyor olması, örgütlerin rahatsızlığının giderilememesi önemli bir handikap olacaktır.
Birileri “yeni” diye tanımlasa da CHP’deki sıkıntılar eskisinden farklı değil.
Geçmişin sıkıntı ve hatalardan arınmanın yolu ise örgütlerin sesine kulak vermektir.