Son zamanların en keskin ve en tartışılır gündemlerini manşete çıkararak ülke genelinde ağızdan ağıza konuşulan MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye sözümüz var; "artık biraz da şu aşağıda sıraladığınız konulara da bir el atsa" diyoruz. Yoksa çok geç kalırız çok...
Gerçekleri çıplak gezdirmek; İnsanlık onuru adına ortaya konan en faziletli eylemdir! Gerçek milliyetçilik ve gerçek yerli olmak da işte budur! Gerisi zaten ortada...
Gerisi işte millet, devlet ve memleket...
SON YÜZ YILIN EN KÖTÜSÜNÜ YAŞAYAN ÜÇLÜ...
Yönetmek için gelenlerin, KOLTUK VE KASA uğruna nice değerlerini yok ettiği üçlü...
Bir siyasal çıkar uğruna, ifadesi ve işlevleri yok edilen: ADALET, DEMOKRASİ, EĞİTİM VE EKONOMİ gibi alanlarda öyle bir darbe yedi ki Türkiye; haksızlıklar adalet binalarından, milletin iradesiyle seçilenler yargısız infaz zindanlarından, çağdaş eğitimden yoksun kalanlar okul sıralarından, Yoksulluk ve açlık sınırının altında kalarak ezilen 70 milyon yurttaşımız da ailece yuvalarından haykırmaya başladı!.. Türk milleti haykırdıkça; Ülkeyi yönetmek için gelenler, başka başka gündemlerle meşgul etti Ülkeyi. Nasıl olsa başta TRT olmak üzere, ülke medyasının yüzde 90'ı ellerinde...
Yıllarca hep bildiklerini okudular. Hem de getirisi olmayan nice gündemlerle... Sonuçta: Yönetmek için gelip yok etmek için yapılan bir anlaşılmaz siyaset yüzünden: Ülkedeki tüm kurum ve kuruluşlara tüm üniformalı ve üniformasız yurttaşlar mağdur oldu: Kimi AKP ve ortağı FETÖ'nün yargı kumpaslarıyla mağdur oldu zindan zindan...
Kimi işinden ve aşından oldu hane hane... Kimi de ya sağlığını kaybetti eksik sağlık hizmeti yüzünden... Ya da eğitiminden oldu her aşamada okul okul...
NEDEN?
Çünkü yönetilmedi ülkemiz, fayda ve başarı getiren ne varsa tek tek yok edildi ülkemiz!
Muhalefete yapılan düşman muamelesi yüzünden, başta İMAMOĞLU olmak üzere nice başarılı belediye başkanlarının önü kesildi yargıyla...
Her alanda her şey yok olurken; sevgi, saygı da yok edildi. En acısı da DEVLETE OLAN GÜVEN YOK EDİLDİ. Çünkü AKP döneminin en zayıf halkası: Söylemlerle eylemlerin uyum sağlamamasıdır.
Sürekli bir kavga ve ayrıştırma vardı her eylemlerinde, söylem: Milli ve yerli olmak üzerine... Eylem: Ayrıştırma, hedefe koyup karalama, yargı kararı olmadan bir siyasal infaza tabi tutma üzerine...
23 yılın sonunda : Millet kan ağlıyor, devlet borç batağında bunalıyor, memleket de huzursuz, mutsuz ve umutsuz insanların yaşadığı bir arazi...
ÇÜNKÜ: Mülkün temeli olan ADALET, bir siyasal kamçı ile anılmaya başladı. Kısacası adalete olan millet GÜVENİ dibe vurdu!
Devletin gücü ve yargı eşliğinde yavaş yavaş rafa kaldırılan DEMOKRASİ yüzünden: Yerel ve genel olarak sandıklara yansıyan millet iradesi ifadesini kaybetti.
Çocuklar ve gençlerin gerisinde kalarak, geride giden eğitim, bir de ekonomik darbeler yüzünden çıkmaza girince: Ülkenin bekası da böylece tehlikeye sokuldu!
Tarladan fabrikaya, hizmet sektöründen tüm birimlere kadar, yıldan yıla eksik üretime geçen ekonomik hayatımız da dışa bağımlı hala gelince, özgürlük ve bağımsızlık konusu da bir beka sorunu olmaya başladı.
Yurtta birkaç müteahhiti, dünyada da birkaç tefeciyi doyuran plansız ve programsız AKP Ekonomisi, öyle bir çıkmazda ki...
Asgari ücret alan yurttaşlarla emekli maaşı alan yurttaşların günün piyasa koşullarına göre en az 90 bin TL maaş almaları gerekiyor. Yoksa bunun 65 veya 70 bin TL. eksiği ile hayata tutunmaları asla mümkün değildir!
Şu açılım bu açılımdan önce TBMM'DE tam da bu yoksulluk konusunda bir açılım komisyonu kurulmalıdır elbette! NE DERSİNİZ SAYIN BAHÇELİ?
ÜLKENİN GERÇEK ANLAMDAKİ MİLLİ VE YERLİ SORUNLARI DURURKEN; DİĞERLERİNE SIRA GELİR Mİ ACABA? BU MİLLET VE BU MEMLEKET HER GÜN KAN AĞLARKEN, BİR ADET MENDİLİ ESİRGEYENLER, BAŞKA BAŞKA GÖZLERİN YAŞINI MI SILECEK?