Türkiye Değişim Hareketi’ni ve Türkiye Değişim Partisi’ni anlatır mısınız?

Türkiye Değişim Partisi, hareket dönemi (Türkiye Değişim Hareketi) geleneğini devam ettiren kurumsal yapılanmadır. 2007’lerde Türkiye Değişim Hareketi kurulmuş ve hareket olarak kalmıştı. O dönemde kamuoyundan çok büyük bir destek almıştı. Genel Başkanımızın siyaset yapma biçimi ve kadro niteliği diğer partiler tarafından yapılan anketlerde Türkiye değişim Hareketi’ne desteğin yüzde 13-15 seviyelerinde görülmesini sağlamıştı. Türkiye Değişim Partisi’ni çağın dinamiklerini göz önüne alarak bugünün siyaset anlayışında ihtiyaçları da yeniden belirleyerek o duygularla beraber yaşatan bir parti olarak ifade edebiliriz. Kendimizi tanımlarken şunu mutlaka belirtiyoruz; Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, cumhuriyetin değerlerini koruyup geliştiren, evrensel hukuk değerlerine inana, inançlara saygılı laikliği yaşatan, üretimi destekleyen, emeği koruyan, hudut ve bayrak birliği diyen bir demokratik kitle partisi diyoruz. Bu tanımlamayı çok önemsiyoruz. Bu tanımlamada bu ülkenin olması gereken idealleri, vizyon ve misyon ifadesini bulabilirsiniz.

Parti yapılanmanız hangi aşamada şu an?                                                                     

20 Aralık 2020 tarihi itibariyle partimiz tüzüğünü kurucularla beraber imzasını vermiş ve parti kuruluşunu gerçekleştirmiş bir yapıdadır. Ş u an itibariyle 62 ilde atamalarımız yapılmış, 46 ilimizin kongreleri bitti ya da önümüzdeki 10 gün içinde bitecek durumda. Eylül ayının ortasında kurultayını yapacak bir partiyiz. İstanbul parti içerisinde kongrelerin en önce yapan illerden biridir. 24 tane ilçede teşkilatlanmamızı tamamladık,  21 tanesinin ilçe kongrelerini yaptık. 11 Temmuz’da da il kongremizi yaptık.

Türkiye Değişim Partisi İstanbul 1. Olağan İl Kongresi

Türkiye Değişim Partisi Türkiye Değişim Partisi İstanbul 1. Olağan İl Kongresi

TDH döneminde dağlara taşlara ‘Çare Sarıgül’ yazılmıştı. O günler yeniden yaşanacak mı?

Esasında bu artık her yerde çıkıyor karşımıza. Genel Başkanımızı sevenler çok fazla.  O kadar insana dokunmuş ki… Bir Şişli Belediye Başkanını konuşuyoruz ama Şişli Belediye Başkanı değil de İBB Başkanı olmuş gibi. İstanbul’un 39 ilçesinin her köşesine hizmet sunmuş. Yetmiş mi? Yetmemiş. Anadolu’nun her yerinde nerede bir talep ihtiyaç olmuşsa o ihtiyacı karşılamış.

Giresun'da Çare Sarıgül Tepkisi!

“ÇOK FAZLA TEORİK KAVRAM KARGAŞASI İÇERİSİNDE KAYBOLMAYA GEREK YOK”

O dönemlerde ‘Yerel Yönetimlerde Şişli Modeli’ diye bir sloganı vardı genel başkanın. Şimdi biz onu Türkiye genelinde 84 milyonun ihtiyaçları ve beklentileri noktasında pratik çözüm ve basit siyaset yöntemleriyle bir model haline getirme çabası içerisindeyiz. İnsanları mutlu etmek için çok fazla teorik kavram kargaşası içerisinde kaybolmaya gerek yok. Temel ihtiyaçlar bellidir. Bunların da çözümleri çok da zor değildir. İşsizliği, eğitimle ilgile sorunu, tarımı, sanayi sorunu çözmeniz lazım. Betonla büyümeyeceğiz.

“LİDER-KADRO-PROJE ÜÇGENİNİ OLUŞTURDUĞUNUZ ZAMAN BAŞARI KAÇINILMAZ OLACAKTIR”

Siyasetin basit yöntemlere geliştirilmesi lazım. Bunun için ilk olarak kararlı bir lider gerekiyor. Bizde o lider var. İki; kadroların niteliği, kadroların inanmışlığı, bu ülkeyle ilgili heyecanı olacak. Hem bu ülkeyle hem kendiyle ilgili idealleri olacak. Çocuklarına bırakacağı bu coğrafyayla ilgili güzel gelecek ideali olacak. Bunlara proje gerekiyor. Lider-kadro-proje üçgenini ve güçlü bir yapılanma oluşturduğunuz zaman başarı kaçınılmaz olacaktır. Bu ülkenin ihtiyacı olan budur. Zaten toplum da bunu istiyor.

Sizin değer partilerden farkınız ne olacak?

Öncelikle bir durum tespitiyle yola çıkalım. Bugün yapılan anketlerde görüyoruz ki yüzde 23 oranında bir kararsız seçmen söz konusu. Ve buz kararsız seçmem AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi arasında kararsız değil. Onların da içinde bulunduğu ittifaklara karşı kararsız.  Yani tüm bu partilere kararsız yüzde 23’lük bir kesim var. Buradan şu sonuç çıkıyor; bu ülkenin 4’te 1’i şu anda var olan siyasi partilerin yaptığı siyaseti istemiyor. Kutuplaştıran bir siyaset anlayışını gördüğü için istemiyor.

Son ankette “Hangi ittifaka oy verirsiniz“ sorusu soruldu Cumhur İttifakı, Millet  İttifakı'na 17 fark attı - Son Dakika

“KÖRLER SAĞIRLAR BİRBİRLERİNİ AĞIRLIYORLAR”

AK Parti ve CHP birbirlerinin zıtlıklarından besleniyorlar ve kolay siyaset yöntemi olarak bunu seçiyorlar. Yani seçmen tercihlerini elde edebilmek için proje üretmek zorunda değiller. Kadro derinliğiyle, projeyle, yenilikçi fikirlerle ilgili bir dertleri yok. Esasında Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı olarak da bunu tanımlayabilirsiniz. Neticede amiyane tabir ile ‘Körler sağırlar birbirlerini ağırlıyorlar’. Ama geldiğimiz noktada insanların sokaktaki mutsuzluğunu görüyoruz. Bugün artık sokaklara güvenle çıkamıyoruz bir göçmen sorunu başladı, pandeminin yarattığı işsizlik had safhada. Artık insanlar en ufak konuda sakinliğini kaybediyor ve öfke patlamaları yaşıyor.

“YENİ BİR ANLAYIŞLA GELİYORUZ”

Yeni bir anlayışla geliyoruz. Biz ne sağın ne de solun temsilcisiyiz. Bu kavramların eskidiğini ve bugüne kadar zıtlıkları beslediğini düşünüyoruz. Bizi zıtlaştıran her unsur aslında bize dayatılmış konular ve biz buradan çıkmalıyız. Bu ülkede daha önce kendini sağcı ve solcu diye tanımlamış kim varsa ortak fikirde buluşabiliriz. Biz bunu Türkiye Değişim Partisi’nde başarıyoruz.

Mustafa Sarıgül'ün partisinin adı belli oldu | NTV

Bahsettiğiniz bu duyguları düşünceleri kitlelere anlatma şansınız var mı? Bu konudaki planınız nedir?

Biz çok sokaktayız. Genel Başkan ayda 40 bin kilometreden fazla yol kat ediyor. Birebir dokunuyoruz. Bunun dışında en önemli faktörlerden biri medya kanalıdır. Bu ikili zıtlaşma orada da kendine yer bulmuş. Özellikle ulusal basında yeteri kadar ne genel başkanımız Mustafa Sarıgül ne de partimiz çok fazla yer alamadı.

“SOKAĞIN DOĞRU HABERİNİ YEREL BASINDAN ALIRSINIZ”

Bizim için çok önemsediğimiz hususlardan birisi de yerel basın. Sokağın doğru haberini ulusal basından alamazsınız. Sokağın doğru haberini yerel basından alırsınız. O ilçeyi yerel basın tanır. Yerel basınla tüm Anadolu’da çok iyi ilişkilerimiz var. Yerel Basından sorumlu bir Genel Başkan Yardımcımız var. Bolu bölgesinden Maksut Beykoz. Başka hiçbir partide olmayan bir şey bu.

Bugün seçim olsa TDP seçime hazır mı?

Sadece teknik olarak hazır değiliz. Eylül ayının ortasında bizim kurultayımız var. Kurultayımızdan altı ay sonra seçime girme hakkına sahip olacağız. Bu ülkede en erken ihtimal ile seçin için  Nisan 2022 diyebilirsiniz. Ben 2022’nin Ekim ayında bekliyorum. Biz seçimde olacağız ve buna kadro, proje, politika olarak hazırız.

“TÜM PARTİLER ARASINDA EN GELİŞMİŞ YAPI BİZİZ”

Tüm partiler arasında proje ve ARGE olarak en gelişmiş yapı biziz. Çok ciddi çalışmalar var. Genel başkanımızın masalar dolusu bu konuda hazırlığı var. Hazır olmaktan öte toplumun da bu hazırlığa ihtiyacı var. Son 20 senedir sürdürülen siyaset anlayışının artık bu ülkeye herhangi bir şey katmadığını ve geriye götürdüğünü görüyoruz. Bundan çıkış noktası Türkiye Değişim Partisi ve lideri Mustafa Sarıgül’ün siyaseti içinde olduğunu düşüyoruz.

“İTTİFAKLARDA YOKUZ”

TDP’nin İttifaklar konusunda yaklaşımı ne şekilde olacak?

İttifaklarda yokuz dedik. Genel Başkanımız bunu çok net şekilde ifade etti. Bir kere ilk turda herkes kendi gücünü koysun ortaya. Niye birbirinizin gölgesine sığınıyorsunuz? Öz güven sorununuz mu var? Biz bu noktadayız. İlk turla ilgili prensip budur sonrasında da konjonktür ve bu ülkenin ihtiyaçları noktasındaki karşımıza çıkan zorunluluklar istişare edilir ve bir sonuca gidilir.

“GENEL SİYASET GENEL BAŞKANLAR ÜZERİNDEN YAPILMALI”

İstanbul İl Başkanı olarak İBB’nin çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Belediye siyaseti yapan kişiler genel siyasetin polemikleriyle beslenmeyi hesap etmemeli. Biraz bunlardan uzak durması lazım. Esasında bazı uygulamalarıyla ilgili takdir ettiğim şeyler olsa da bu zafiyeti görüyorum. Bence Sayın İmamoğlu sadece İstanbul’da yaptığı projelerle kendini konuşturmalı. Genel siyaset genel başkanlar üzerinden yapılmalı diye düşünüyorum.  Biz özellikle Türkiye Değişim Partisi’nde bunlara çok dikkat ediyoruz. Hiyerarşik ve yetki alanları noktasında dikkatli olmamız gerektiğini biliyoruz.

Ekrem İmamoğlu yüzde 9,2 farkla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı  seçildi | Euronews

“GÖÇMENLER BU ÜLKENİN MİLLİ GÜVENLİK KONUSUDUR”

Bu esasında bir milli güvenlik sorunu. Suriyeli mültecileri bir nevi anlayabiliyorduk. Mülteci statüsünü görebiliyoruz. Çünkü çoluk çocuk savaştan ve bombadan kaçıp geliyorlar. Burada vicdanla hareket edebilir, insanı korumak adına hareket edebilir.  Ama Afganistan’dan gelenlere baktığınız zaman çok akıl almaz şeyler oluyor. Afganistan’la Türkiye’nin sınırları arasında 1500- 2000 kilometreye yakın bir İran sınırı var. Orayı da mı yürüdü? Yürümediyse kim onları naklediyor? Buraya gelene kadar İranlı devlet yetkilileriyle Türk yetkililer arasın nasıl görüşmeler var ki oradan oraya nakil daha sonra yaya Türk sınırlarına giriyorlar? Ne bir çocuk ne bir kadın, ne bir yaşlı… Gelenler asker.

Afgan göçmenler arasında neden kadın ve çocuk yok?

“DEMOGRAFİK YAPIYI BOZMAYI HEDEFLEYEN BİR HAMLE”

Gencecik bir çocuğumuzu bıçaklayarak öldürdüler, direklere Afgan bayrağı dikiyorlar. Üç gün olmuş bu ülkeye gireli nasıl bir tahrik, kışkırtmadır bu? Esasında emperyal bir oyun olduğunu düşünüyorum. Yani yığınlar halinde birbirinden habersiz parmaklar olarak görmüyorum. Demografik yapıyı bozmayı hedefleyen bir hamle olduğunu düşünüyorum.  Bunlar çok büyük bir tehlike ve dağınık. Nerede olduğu, ikameti, yerleşimi belli değil. Türkiye’nin her yerine yayıldılar. Bu konuda birçok komplo teorisine varan yorumlar var.  Türkiye’nin çok ciddi tedbirler alması lazım. İSA KARAARSLAN / KENT YAŞAM

Editör: Haber Merkezi