İflasın resmi ifadesi..!


Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç:
25 Ekim 2014 tarihinde AKP İstanbul İl Danışma Kurulu Toplantısı'nda açıkladı;
''Eğer yeniden iktidar olmazsak, bizden sonra gelenler maaşları 5 ay bile ödeyemez.
Bütün yatırımlar kalır. Bunlar devlet idaresi bilmez'' dedi.
Arınç, buna benzer bir konuşmayı geçtiğimiz Şubat ayında da yapmıştı.
Buna resmi ağızdan bir iflas ifadesi denir elbette.
Demokrasiye yakışmayan, ''bizden sonrası Tufan'' ifadesidir, elbette.
Vatandaşları bir resmi ağızdan tehdit etme...
Bir korkutup sindirme ifadesidir elbette.
Yandaş yandaş Ak camlardan haykıran, bir oy alma girişimidir elbette.
Bitmedi elbette;
Çünkü vatandaş, eğer maaşları ödeyecek para yoksa, yani taslar
tam-takır, kuru bakır bırakılmışsa bunun hesabını sorar!..
Vatandaş, ''nerede o dediğiniz Büyük Türkiye, Büyüyen Ekonomi
söylemleriniz?..'' diyerek, yakanıza yapışmaz mı?
''Madem ki devlette süreklilik esastır, o halde nerede sizin
başarınızın devamı, yoksa tüm işleriniz yalan mıydı?
Maaşları ödeyemeyen bir devlet bıraktığınıza göre; Yoksa ortada olup
bitenler sadece bir talan mıydı?.'' demez mi?
Evet evet, vatandaş elbette ki bunları da soracaktır Sayın Arınç;
Öyle ''biz gideriz siz bitersiniz!..'' Tehdidiyle yapılmaz bu siyaset.
Türkiye'nin neden bu yoksul ve perişan durama düştüğünün hesabını
sorar size bu millet.
Bu millet, demokrasiye yakışmayan tehdit ve korkutmaya da pabuç bırakmaz.
Bir de Sayın Arınç'a sormak gerek:
Hem bir yandan ülkeyi sürekli yönetmeye talip oluyorsunuz, hem de
maaşları ödeyemeyecek bir Türkiye reçetesi yazıyorsunuz, bu ne iştir
acaba?
Demek ki şu anda mali yapısı tamamen çökmüş bir Türkiye vardır.
Eğer seçimi kaybederseniz, tüm boyalar dökülecek, her şey çıplak
olarak ortaya çıkacaktır.
Sizin tüm korkunuz bu olsa gerek.
Bu olmasaydı, uzun yıllar maaş ödeme korkusu olmayan, çok güçlü bir
ekonomiyi yeni yönetime devredeceğinizi söylerdiniz elbette.
Ne diyelim...
Sayın Arınç, elbette ki talihsiz ve de dayanılmaz resmi ifadelerde bulunmuştur.
Çünkü açıklamaları, ne demokrasi ile bağdaşır ne de devlet adamlığıyla...
Demokraside, ''ya biz ve bizimkiler, ya da hiç...''Söylemi, çağdışı
utanç verici bir söylemdir.
Görünen köye sapa düşen bir söylemdir.
Herkes bilsin ki o köy, bizim, hepimizin köyüdür.
Irkı, dini ve mezhebi farklı olan bir milletin köyüdür.
Ve de o köy, asla sahipsiz değildir.
İster tasları boşaltılsın... İster tüm kurum ve kuruluşları yara alsın...
Hatta ve hatta, isterse bir devlet adamı tarafından iflasın resmi
ifadesi yapılsın...
O köy, asla sahipsiz değildir.
Nöbetteki sahiplerini bekliyor, o kadar!