21 yıldır milletle devletin başına ne geldiyse can yakan cinsten…

Kendileri asla hesap vermeye yanaşmadı!

Günümüz dünyasında böyle bir siyasete rastlamak asla mümkün değildir!

Yaşanan yanlışlar dağlar kadar...

Bu yanlışların milletle devlete yansıyana acı ve ağır faturası dağlar kadarken: 

Ne bir hesap soran var, demokrasiye ve devlete yaraşır mecralarda.

Ne de kendileri hesap veriyor, devleti devlet yapan makamlarda.

Çok rahatlar çok…

Böyle de olmaz ki, yandaş ve yandaş olmayan vatandaşa uygulanan adalet terazisi bu kadar da yanlış tartmaz ki…

Öyle ya:

Kendilerinden başka herkes yargılanıyor.

Kendileri öyle bir masum ki…

Kendilerinin ne yanlışı var ne de yaptıkları yanlışların millete ve de devlete yansıyan acı faturası var.

Nasıl olsa ellerinde masum vatandaşları ikna edecek bir güçlü medya grubu var…

Nasıl olsa arkalarında devlete ait nice olanaklar vardır.

İstedikleri gibi gündem yaratıp, her gelişmeyi istedikleri gibi aktarmak kendileri için öyle bir kolay ki…

Ne zaman ki işler yanlış ve ters gitse…

Sanki göze görünmezler tepeden dalarak bu yanlış ve ters işleri yapıyor.

Kendileri değil…

Son olarak:

Emeklilere bir kereye mahsus 5 Bin TL. ödeme yapma kararı aldılar!

Ancak çalışan emekliler bundan yararlanmayacak.

‘’Neden böyle?’’ Diye soranlara…

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan:                                    ‘’Mücbir sebeplerden dolayı böyle oldu’’ yanıtını vermiş!

Sahi, karnı doyan bir emekli neden ikinci bir işte çalışsın ki…

Karnını doyurmaya’ MECBUR’ olduğunuz yurttaşlara…

Asla ‘’MÜCBİR’’ sebep deyip kaçamazsınız!

Çünkü bu ülkeyi 21 yıldan beri siz yönetiyorsunuz!

Çünkü emekçilere yapılacak bir ödemede, onları ayrıştıracak bir ‘’MÜCBİR’’ sebep de yoktur ortada. Hele hele böylesine az bir rakam yüzünden…

Elbette ki, böyle bir zorunlu hal varsa, ki yoktur! Bunun sorumlusu da yurttaşlar değil…

Hesap kitapsız yapılan işlerle çarçur edilen bir israf ekonomisidir!

Dahası, milleti fukara yaparak, devleti yoksullaştıran tam da kendileridir!

Bu milletin yüzde 80’i kendi kendini mi yoksulluk ve açlık çemberinin içine soktu?

Yoksa iktidarda olan kendilerinin anlaşılmaz tüketim ekonomisi mi?

BU YÜZDEN: MECBUR OLANLAR ‘’MÜCBİR’’ DEYİP KAÇAMAZLAR…

Hele hele devleti yöneten kendilerinin, gereksiz yerlere seller sular kadar harcama yaptığı bu dönmede!

Ayrıca bu yoksul halk mı sınıra gelen milyonlara ‘gel gel’ deyip:

İşini ve aşını tehlikeye soktu?

Onlara verilen elektrik yüzünden sık sık elektrikleri kesilip karanlıkta kaldılar?

Suların yetersiz zamanında sularımızı içtiler… Trafiğe çıkan her toplu taşıma aracında en başa geçtiler.

O milyonlarca sığınmacı yüzünden, kira bedelleri artarken, ev fiyatları da dağların tepesine çıktı. Oysa bundan 40 yıl önce, emekli ikramiyesini ya da kıdem tazminatını alan bir emekçi yurttaşımız, başını sokacak ev alabiliyordu.

Hatta o zamanda, emekli kıdem tazminatına iki ev alan emekçiyi şahsen tanıdığımızı da belirtelim.

Peki bugün, bugün bırakın ev almayı, karnını doyuramıyor, kirasını veremiyor…

İş bulamıyor emekçi yurttaşlarımız!

Ülkeyi bu acıklı ve yaşanmaz hale sokanlar, önce market ve pazar yerlerini gezip yurttaşın halini görsün. Sonra da onları bu duruma kimlerin getirdiğini düşünerek:

Nelere mecbur olduklarını bir daha gözden geçirsinler…

Çünkü emekli, çalışan ve işsizler kan ağlıyor kan…

Pazarda ve markette birilerinin yanına yanaşarak, ‘’ ŞUNU DA BANA ALIR MISINIZ?’’ Diyen yurttaşlarımızın sayısı o kadar çok ki…

Ülkenin içinde bulunduğu bu acı manzarayı çizenler…

Bu milletten özür dileyip istifa edeceklerine…

Tam tersine bu millet ve bu ülkenin doğası için sesini çıkaranların ya sesini kısıyorlar ya da hapis damlarına tıkıyorlar!

Ürdünlü arkadaşım Mustafa hep söylerdi: ‘’Babam diyor ki, adaletin olmadığı yerde İbadet olmaz!’’

AYNEN ORTADOĞU GİBİ OLUR: KAN OLUR, KARANLIK OLUR, BİNER BİNER KAÇAN OLUR!

ÇÜNKÜ ALLAH’IN VERDİĞİ AKLI KULLANMAYANLARIN SONU BUDUR!

Adalet, demokrasi ve bilime uzak durup, karanlıktan medet umanların sonu budur!

ONLARI: YA KAN… YA KARANLIK… YA DA KAÇMAK BEKLİYOR!

NE MUTLU BİZE Kİ, GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK GİBİ BİR ULU ÖNDERİMİZ OLMUŞ.

BU ULU ÖNDER, BİZİ ORTADOĞU’NUN KAN VE KARANLIĞINDAN UZAK TUTMUŞTUR!

BUNU ASLA UNUTMAYARAK AYAKTA DURMALI…

MİLLET VE DEVLETİ HER KİM Kİ ZORA SOKUYORSA, İŞTE ONLARDAN HESAP SORULMALIDIR!

YOKSA, HER YANLIŞIN FATURASINI BU AZİZ MİLLETE ÖDETİRLER!

ÖDEDİK… ÖDÜYORUZ… ARTIK ÖDEMEMELİYİZ!

ELBETTE Kİ, ADALET VE DEMOKRASIYE SIĞINARAK ODEMEMELİYİZ!