Çok yazık çok!..
Milliyetçilik anlayışı bile giderek buharlaşmakta…
Giderek Suudilerle Ortadoğu’ya yakınlaşmakta…
Demek ki sözde değil…
Özde ve gerçek bir milliyetçiliğe ihtiyaç var;
Gerçek ve çağdaş milliyetçilik, Atatürk Milliyetçiliğidir.
Çünkü Atatürk Milliyetçiliği; ‘’Önce insan’’ diyen…
Irkı, dini, mezhebi, dili ve rengi ne olursa olsun;
Herkesi kucaklayan…. 
Herkese eşiti uzaklıkta duran bir milliyetçiliktir.
Devlet ve millete dair ne varsa; Bir bağımsız adalete bağlayan…
Devletin tüm kurum ve de kuruluşlarıyla çağı yakalayan…
Güçlü ordusu ve de güvenlik güçleriyle bağımsızlığını koruyan…
Bunları yaparken de ‘’Yurtta Barış… Cihanda Barış’’ isteyen bir milliyetçiliktir.
Laik, Demokratik ve Sosyal Hukuk Devleti ilkesinin omuz verdiği…
Sosyal Barışın, Sosyal Devlet ile taçlandığı bir milliyetçiliktir.
Bu milliyetçilik kavramında:
Kişisel ve grupsal çıkarlar yoktur.
Hele hele makam ve saltanat tutkusu hiç yoktur.
Elbette ki devlete ve millete sahip çıkmak vardır.
Yani, sözde değil… Özde milliyetçilik vardır.
Yani Proje Milliyetçililiği değil…
Ulusal Milliyetçililik vardır.
İşte bu gerçek Ulusal Milliyetçiler:
Önce milleti ayakta tutan değerlere…
Sonra da devleti ayakta tutan değerlere sahip çıkar.
Ne inançların arkasına saklanarak halkı yanıltanlara imkân verir.
Ne de devletin kurum ve kuruluşlarını dağıtanlara imkân verir.
Çünkü gerçek milliyetçilikte:
Öyle yan gelip yatma işi olmaz.
Bir çıkar uğruna, el- kol oynatma işi olmaz.
Hele hele nice saltanat ve makam uğruna:
Bir milletin geleceğini yakma işi asla olmaz.
Oysa Proje Milliyetçilik, belli adreslere iş yapan bir kurgudur.
Sosyal Siyaset Bilimi, dünya ülkelerinden hep örnekler vererek;
Proje milliyetçiliğine, uzaktan kumandalı bir aç kapa işidir der.
Çünkü proje milliyetçiliğinin ilkesi olmaz, olamaz…
Dünyada örnekleri çoktur.
Sosyal Siyaset Bilimi, tam da bunu konu eder.
Proje Milliyetçiler, umutsuz bir vakadır.
Proje Milliyetçiler, sadece görüntüden ibarettir.
Emekçiler mi zorda? Onlar oraya uğramaz.
Çiftçiler mi kan ağlıyor? Onlar oraya da uğramaz.
Çalışanların ücreti yerlerde mi sürünüyor?..
Emekliler perişan…
İşsizler inim inim inliyor mu?
Evet.
Peki, oralarda milliyetçileri gören var mı?
Bakınız, eğitim kurumları ve öğrenciler bunalımda…
Ordumuz yara bere içinde…
Adalet ve güvenlik birimlerimiz tık nefes olmuş.
Sosyal barış ve çalışma barışı evlere şenlik…
Medyamız, ya evlendirme işi yapıyor…
Ya da tepedekilere yağ çekme işi…
Peki ya devlet ve milletin gerçekleri ne olacak?
Peki, ya ateş düşen evlerden yükselen Şehit ağıtları ne olacak?
60 Milyon insanımız açlık ve de yoksulluk sınırına dayandı.
Ülkede ne huzur var ne de güven…
Milletin moral değerleri yerle bir…
Peki, ülkemin milliyetçileri ne yapıyor?
Hani tabelada adı yazılı olan…
Ancak bir araya gelemeyenler var ya işte onlar…
Sahi onlar ne yapıyor?
Neyin hesabını yapıyor?
Devlet ve Milletin omurgalı duruşunun mu?
Yoksa bir yerlere yaranmanın işini mi?
Dedik ya; Bize ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ GEREK…
PROJE MİLLİYETÇİLER DEĞİL…