Seviyoruz kahramanları. Biri çıksın da hayatımızı kurtarsın. Biri çıksın da, benim için hakkımı savunsun. Kızdığım, kırıldığım , mağdur olduğum, üzüldüğüm, yetemediğim ne varsa yoluna koysun. 
 
Benim adıma önde dursun. Koşsun hatta . İtiraz etsin. Tek tek herkesle konuşsun ikna etsin. Mücadele etsin. Ben bu arada hayatımı sürdüreyim fakat bolca da eleştireyim. Sofra başlarında, dost meclislerinde, iki kişi bir araya geldiğinde sürekli söyleneyim.Ahkâm keseyim. 

 Birileri benim yerime risk alsın. Ben yapamam deyip, eleştirdiğim , beğenmediğim partilerin artarak çoğalmasına ve gece gündüz çalışmalarına seyirci kalayım. Gözümdeki at gözlüklerini de çıkarmayayım. Yeniliğe açık olmayayım. Denenmişi denemekte ısrar edeyim. Başka bir yol denemek isteyene de kızayım. 

 Başkaları benim için çalışsın. Taaaaa kiiii seçim günü gelip çatana kadar. Hatta o gün bile ben, oy atıp atmama hususunda kararsız kalayım. Bir düşüneyim. Lütfen gidip oyumu atayım. Sonra hemen eve kaçayım. Niye sandıkta durayım? Anneler günü , ben manyak mıyım? Anam var çocuklarım var. Amaaan sende…Biri benim yerime sandıkta da dursun. Otursun saysın hatta. Seçim sonrası arayayım. Bana değerlendirme yapsın, fikrini söylesin , moralimi düzeltsin. “Var yaa alıp başını gideceksin” diyeyim ona. O’da beni gitmemem için ikna etsin. 

 Siyaset böyle bir şey işte. Ne geldi ise başımıza , hep etliye sütlüye dokunmayanlar yüzünden geldi. Kaç kişi oy kullanmadı? Kaç kişi sandığa sahip çıkmadı? Kaç kişi 2. turda umutsuzluğa kapıldı? Kaç kişi ta baştan pes etti? Kaç kişi parmağının ucunu oynatmadı?Seçimlerin en büyük klişesi, hep başkalarını suçlamak. Bahanemiz çok. Başarısızlığa kulp takmak kolay. Aynayı yüzümüze tutmak zor. 

 Çoğunluğun tercihi yüzde 50+1 di mi? Bir kişi bile bütün ülkenin kaderini değiştirebilir. Büyük şehirlerde 150 bin küsür oy gerekirken 1 vekil için, küçük şehirlerde 50-60 bin oy bir sandalye çıkarabiliyor.Hem adayı , hem meclisi çoğunluk mu seçti? Çoğunluğun seçtiği aday ,gerçekten de kazanmış mıydı? Bush , Florida da 537 oy farkla seçilmemiş miydi? Sonra gidip Irak ‘ı yerle bir etmedi mi? Orta doğuyu da karıştırmadı mı? Bush da çoğunluğun tercihi değil miydi?Çoğunluk hep doğruyu mu tercih ederdi?  Peki sandığa gitmeyenlere soruyorum, sizin şu an durduğunuz yer neresi? 
Her seçim bir tercih, her tercih ise bir vazgeçiştir. Vazgeçişleri cesaretlendirmek, tercihleri güçlendirmek hayatın seçenekleridir. Pahalılıktan, yokluktan şikayet edip, hep aynı partiye oy verenlere soruyorum, sizin şu an kutladığınız şey neyin nesi?

 Her devir sandıklar gelir ve içinden çıkan hep aynı şeylerdir. Sandığın içinden; her renk yakadan insanlar, çocuk hakları, kadın hakları,hayvan hakları, ağaçların hakları çıkar. 

 Sandığın içinden; köylü, çiftçi, genç, öğrenci çıkar.

 Sandığın içinden; işsizler, evsizler, çadırları, kanları bile satılanlar , fabrikaları satılanlar, bir türlü emekli olamayanlar, emekli olsada geçinemeyenler çıkar…

 Sandığın içinden; mutsuzlar, azarlananlar, terörist ilan edilenler, vatan haini denilenler, şerefsiz diye hitap edilenler, çürükler, sürtükler ve sefiller çıkar. 

 Sandığın içinden; geçinemediği için çocuklarını okutamayan, bir pantolon alamadı diye intahar eden babalar çıkar.

 Sandığın içinden; peynirsiz, etsiz, ekmeksiz yaşamaya çalışanlarla, tezgâhta zam rekoru kıran kuru soğan çıkar.

 Sandığın dibinden; sahilde nargile içen , tabelasız vergisiz algısız dükkan açan, memleketin ekmeğini aşını sömüren , kadınlara sarkıntılık eden sığınmacılar çıkar.

 Sandığın dibinden; liyakatsiz, avantajcı, hırsızlar, 3 maaş /5 maaş alan , bal tutan parmağını yalar diye tepesinden aşağıya balı boca edenler çıkar.

 Sandığın dibinden ; Her gün insanlara yalan söyleyen bir kısım gazeteciler, televizyonda şekilden şekile giren atıp tutan şaklabanlar çıkar. 

 Kahve fincanı ile 3 vakte kadar deyip, nasıl olsa kararsızlara sallarız suçu diyen, malı götüren anketçiler çıkar o sandığın dibinden…
Her birimizin ömrünün 21 yılı çıkar . 
Şimdi sessiz sedasız köşeden izleyenler, siz söyleyin sizce sandığın içindekileri saysam biter mi? 

 Bitmez ama kahramanlar hâlâ sizin için çalışmaya devam ediyor, siz keyfinizi bozmayın…

EVRİM TOK