Öyle derler: ‘’ Başımıza taş yağacak taş…’’
Yüz yıllardır bu böyle…
Birileri onlara öyle anlatmış, onlar da kendilerinden sonra gelenlere öyle anlatıyor!
Nedense o birileri Yüce Yaradan’a öyle bir yakın ki…
Öyle özel ve öyle ayrıcalıklı insanlar ki…
Bu dayanılmaz uyduruk kılıfa öyle bir girmiş…
Etrafındakileri öyle bir inandırmışlar ki…
Ne uyanmak işlerine geliyor!
Ne de uyandırılmak…
Yüz yıllardır böyle…
Derken yine yüz yıllar önce, bu din bezirganlığının sırrını çözen İngilizler…
Bu uyanık ve çıkarcı dinci bezirganlarının çoğunu himayesine almıştır.
Hani şu Müslüman din taciri, İngiliz ve ABD maşası olan…
Fetöcüler, işte o zincirin son halkalarından biriydi.
İngiliz ve ABD ajanları, Fethullah’ı 1960’lı yıllarda takiplerine alarak…
En azılı bir işbirlikçi örgüt başı yaptılar…
Minberde oturuşundan, konuşurken jest ve mimiklerine kadar ne varsa bir tamamı profesyonel ellerce ayarlanan Fethullah Efendi.
Artık bir ayarlı İngiliz ve ABD maşasıdır.
Ağzında din iman… Eylemlerinde ise Cumhuriyet Türkiye’sinin altını oyma işi…
Elbette ki, İktidardaki AKP de en büyük şansıydı!
Öyle bir anlaştılar ki, Fetö ne istediyse AKP verdi.
Nereye kim atanacak, nereden kimler kaydırılacak…
Şanlı Türk Ordusu’na nasıl kumpaslar kurulacak…
Bu kumpaslar sonrasında ordunun tepesine nasıl balyoz inecek…
Tüm bunlar, tek tek ve de sırayla İngiliz, ABD ve fetö anahtarlarıyla ayarlandı.
Fetö ne istediyse o günlerde esirgemeyen AKP, fetö örgütünün ihanetini…
O üçlü anahtar kendisine çevrilince anladıysa da artık çok geçti çok…
Artık ne ‘’YANILDIK, ALDATILDIK, KANDIRILDIK’’ yakınmaları sığınacak mazeretti.
Ne de kurum kurum ihanete uğrayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yapılanları… Sadece ufak tefek şeylere bağlamak bir mazeretti!
Çünkü bu devlet ve bu millet, yakın geçmişte sözde dincilerin İngilizlerle nasıl iş birliği yaptığını…
O iş birlikçi sözde dincilerin, bu ülkenin başına nasıl sorunlar çıkardığını çok yakından biliyordu!
Şeyh Sait isyanından… Ağrı ve Dersim isyanından biliyordu elbette!
Kurtuluş savaşında kimlerin düşmanla iş birliği yaparak, Kurtuluş Savaşımıza ihanet ettiğini de iyi biliyordu elbette!
Bunları bilen böylesine tecrübeli kadrolar varken…
İngiliz ve ABD maşası olan sözde dinci bir fetö, nasıl bu devletin tüm damarlarına sızdı? O damarların hayat verdiği vatan kurumlarıyla şerefli vatan evlatları nasıl da yerle bir edildi?
Böyle bir ihaneti yapanlar nasıl tek tek kaçıp kurtuldular? Nasıl olur da halen elini kolunu sallayıp kamusal alanlarda iş yapar oldular?
Bu fetö ihaneti, Müslümanlar için sadece devede kulak misali…
Çünkü şu İngilizler, ABD ve bazı yoldaşları var ya; İşte onlar yaklaşık 200 yıldan beri, Müslüman toplumları istedikleri gibi yönetiyorlar.
Bu geçen uzun süreçte, kimi Müslüman ülkelerde onlar kimi istediyse o kişi halife olmuştur.
Onlara ters düşenin ömrü öyle bir kısa sürmüştür ki…
Evet yaklaşık 200 yıldır, İngilizler ve ABD Müslümanlara hainlik yapıyor!
Onlar hainlik yapıyor, onlarla iş birliği yapan sözde dinci maşaları hainlik yapıyor!
Ermeni soykırımı yalanında İngiliz parmağı…
İngilizler bazı akademisyenleri toplayıp, bir ‘MAVİ KİTAP’’ yazdırdı.
Neymiş: 1915’te Türkler Ermenilere soykırım uygulamıştır. Baştan sona uydurma ve yalanın yer aldığı bu kitabın amacı, Türkleri dünyada zora sokmak ve de böylece yalnızlaştırmaktır.
Peki, başardılar mı? EVET. Bir yalan dolan kitapla başardılar!
O kitap için çağırdıkları bazı akademisyenler bile bu kitabın tamamen bir uydurma senaryo olduğunu söylemişlerdir.
İngilizler böylece Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı sonrası ezikliklerini bir intikam kitabıyla ortaya koymuşlardır!
Başımıza taş yağacak deyip, Allah’ın işine karışma cesareti gösterenler bilmeli ki…
Müslüman’ın başına taş değil, yüz yıllardır bir ‘İNGİLİZ İHANETİ’’ yağıyor!
Müslümanları indirilen din yerine, uydurulan dinle kandıran da İngilizlerdir!
Müslümanların içindeki paralı yandaşlarıyla bu işi yapıyorlar…
Müslüman ülkeleri yöneten öz yandaşlarıyla bu işi yapıyorlar!
İngilizler, asla bir demokratik bir Müslüman ülke istemezler!
Çünkü işlerine gelmez. Çünkü demokrasi sayesinde uyanan Müslüman halklar onların sömürü düzenine son verir!
Avrupa ülkeleri sömürülemez, çünkü oralarda genellikle çağdaş demokrasi vardır!
Ama Müslüman ülkeler hem uzaktan yönetilir hem de sömürülür, çünkü oralarda o hain İngilizlerin tam da istediği yönetim şekli ve de yöneticiler vardır!
Her çağdaş ve de demokratik şeye ‘günah’ deyip, o tepedeki İngiliz kuklalarını koruyan sözde din adamları vardır! Tam da fetö ayarlı…
Uyanmalı Müslümanlar uyanmalı artık! Çünkü başımıza taş değil…
İhanet yağıyor ihanet…
O dış ve iç hainlerin ihanetinden kurtulmak için:
Önce dinimizin gerçeklerini tam da gerçek bilenlerden öğrenmeliyiz!
Elbette ki, fetö gibi çıkarcı sözde dinci maşalardan değil…
Müslümanları sürekli geriye götüren, öz ülkelerinden kaçırarak yabancı ülkelere muhtaç eden, nice çıkarcı din taciri tarikat ve cemaatlerden değil.
Gerçekler ortaya çıkınca:
Tüm Müslüman ülkeler bir gün mutlaka demokrasiye kavuşacaktır. Oralarda da SÖZ MİLLETİN olacak, oralarda da ADALET ÖMÜLKÜN TEMELİ OLACAK, oralarda da LAİK DEMOKRATİK VE HUKUK DEVLETİ hâkim olacaktır.
Böylece: Ne başlara taş… Ne de ABD ve İngiliz ihaneti yağacaktır!
Demokrasi ve sosyal adalete kavuşan tüm Müslümanlar:
Artık üreten ve satan milletler olacak…
Artık çağdaş birer yurttaş olarak yere basacaklardır!
Ne kula kul olacaklar ne de din korkusu salarak saltanat kuranlar tarafından sömürüleceklerdir!
Gerçek şu ki, din asla elden gitmez! Çünkü Allah ile kul arasındadır. Kimse oraya giremez!