SEVGİLİ CUMHUR İTTİFAKI SEÇMENLERİ;
Dün Silivri Adliyesi ve Gaziosmanpaşa Belediyesi'nde olanlar vahim bir geleceğe doğru ilerlediğimizi gösteriyor.
Bazılarınız endişe içinde karışık duygularla bekliyorsunuz, bazılarınız aklıselim ve tepki vermek için son damla gördüğünüz şeyleri bekliyorsunuz. Ama bazılarınızda var ki yapılanlara kıkır kıkır gülüyor, olup bitenlerde orgazm duygusu yaşıyorsunuz. Fakat bu eyleminiz ağır bir erken boşalmadan başka bir şey değil. Yani gururlanacağınız bir zevke sahip değilsiniz.
Şuurunda olmadığınız Türk devlet kültüründe binlerce yıllık bir kural vardır. Çinlilerle birlikte dünya tarihindeki en uzun devlet kurmuş iki milletten biri olmamızda yegane sebep budur.
"İL GİDER, TÖRE KALIR! " yani toprak gider, ama hukuk kalır, adalet kalır.
Töre, İBB Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan haksız yere cezaevine atıldığında 1998 yılında korunmuştu. Mecliste azınlıkta olan Fazilet Partisi meclis üyesi Ali Müfit Gürtuna diğer partilerin desteği ile İBB Başkanı olarak seçilmişti.
Dün Gaziosmanpaşa'da millet iradesi yok sayıldı. Millete küfür edercesine Zafer kutlaması yapanlar meclis çoğunluğu var diye halk iradesini yok sayıp, Belediye yönetimine el koydular. Dün Töre bozuldu.
Haksız yere cezaevine atılan Erdoğan, parti kurdu. Yasaklı Erdoğan milletvekili olabilsin diye ara formül bulundu. Cumhurbaşkanlığına giden yollar açıldı. O dönemde töre korundu.
Dün Silivri Adliyesi'nde suçsuz ve haklı Ümit Özdağ, atılı suçları işlemediğine dair ispatlı delilli, 51 sayfalık savunma yaptı. Beyaz Zambaklar Ülkesi romanına nazire yaparcasına 'Laleler Diyarı'nda Adalet Arayışı' kitabını yazıp gelmişti. O gelmişti. ama yargıçlar Berlin'den yetişip gelememişti.
Niteliği Hüseyin Nihal Atsız'ın, Alparslan Türkeş'in yargılanmalarına eş mahkemede; her cümlesi hukuk ve tarih dersi olacak sözleri, sunduğu delilleri, vatandaşlık haklarımı koruyun çağrıları, yargı heyeti tarafından duyulmadı. Reddedildi! Reddedildi! Reddedildi.
Savunma, duruşma her şey boştu. İddianame değişmedi, Cumhuriyet Savcısı sunulan delillere rağmen mütaalasında düzeltme yoluna gitmedi. Önceden alınmış kararlar, yüze okundu. Hukuk yok sayıldı.
Ümit Özdağ şehitlere saygı duruşundan PKK'yla işbirliği altında ülke bölünmeye götürülürken zindanlardan kavgasına devam etti diye yazdırır tarihe de... O vakit vatan değişmiş, bayrak değişmiş, devlet değişmiş olur.
Hukukun, adaletin olmadığı yerde devletin kolonları çürür, çöker. Hala şansınız varken, kolonları güçlendirmek sizin elinizde "yeter!" deyin.
Bizim çocuklar ile sizin çocuklar aynı kaderi yaşayacak. Gelin birlikte bir gelecek bırakalım. Artık yapmayın!
Bu vesile ile dün Silivri Adliyesi'nde türbanlı bir bacımız mahkeme heyetine başkanlık etti. Buna vesile olan, kız çocuklarına eğitimin yolunu açan, Büyük Atatürk'ü bir kez daha saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.
Yargılan fikir Atatürk'ün fikridir. Bu fikir Ümit Özdağ'ın sembolik kimliğinde mahkum edilirse gelecek yıllarda mahkeme heyetlerine başkanlık edecek türbanlı bacılarımız olmayacak. Türbanın geleceğini korumakta sizin boynunuza borçtur. Adalet hala Allah'ındır!