İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu eğer yeni Erdoğan olacaksa bunun sebebi, uzun yıllardır yaşadığımız ekonomik, sosyolojik ve psikolojik olayların yüzde 90'ından sorumlu olan AKP’dir. 2017 referandumuyla getirilen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, yaşadıklarımızın ve yaşayacaklarımızın teminatıdır.

İmamoğlu yarın cumhurbaşkanı olup tüm bu yetkilerini şu anda olduğu gibi fütursuzca kullanmaya kalkarsa, bu getirilen ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sonucudur. Referandum sürecinde muhalefetin "hayır" kampanyasındaki temel argüman, bu kadar yetkinin tek bir kişiye verilmemesi gerektiği yönündeydi aslında tam olarak. Fakat siz bunu her şeyde olduğu gibi sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı bir çalışma olarak algılayıp/algılatıp bu sistemi getirdiniz. Ayrıca yüzde 51’lik gibi bir oranla yapılmaması gerekirdi bu büyük değişim. Toplumsal uzlaşı sadece yüzde 1’lik bir puan farkıyla sağlanamaz.

Bu sistemde İmamoğlu'nu geçtim, sıradan bir kişinin bile karanlıklar efendisine dönüşme olasılığı yüksektir. Yapılması gereken işler çok, yol uzundur. Ancak kimsenin sabrı da kalmamıştır.

Şöyle bir orta vadeli projeksiyon çizelim:

  • Muhalefet, 2028 cumhurbaşkanlığı seçimini kazanıp ve Meclis'te çoğunluğu sağlamalı
  • Bu iktidar gücüyle ülkeyi referanduma götürüp parlamenter sistemi oylayacak, evet oyu çıkacak ve parlamenter sistem gelecek.
  • Tekrar bir genel seçim yapılacak, parlamento dağılımı belirlenecek ve birinci parti genel başkanı başbakan olacak.
  • Cumhurbaşkanı belirlenecek.

Kısacası, ölme eşşeğim ölme derler. Hayırlı olsun +2 seçim daha, 2029 yerel seçimleriyle birlikte üç seçim. Dolayısıyla getirilen sistem, istikrar değil, tam tersi büyük bir istikrarsızlık ve kaos ortamıdır, artarak da devam edecektir. Türkiye’nin deprem başta olmak üzere çözüm bekleyen problemlerinin yanında bu sistemin ekonomik, toplumsal ve yargıda yarattığı tahribatla önümüzdeki 15-20 yılı da silip attı ne yazık ki.