İnançlar bir kere kayboldu mu onu aramak artık boşuna!

Çünkü geçmişte yaşananlar geleceğin teminatıdır!

Çünkü gördük... Çünkü duyduk... Çünkü biliyoruz!

Çünkü son yıllarda, 70 Yılın en dayanılmazı siyasal olaylarına tanığız!

Çünkü son yıllarda, en inanılmaz olayları yaşattılar bize!

Bize düşen, elbette ki memlekete dair tüm gerçekleri çıplak gezdirmektir!

İçin için içimiz kan ağlayarak duyduklarımızdan biri de...

Neymiş; Yüzümüz Avrupa’ya doğru...

Neymiş; Hedefimiz kalkınma...

Neymiş; Daha huzurlu daha güvenli bir ülke...

Daha saygın daha itibarlı bir ülke...

Yükselen sesin adresi: Ülkeyi yöneten siyaset...

Hani şu her gün her gün yeni bir boş gündemle ortaya çıkan var ya...

Hani sadece seçim sandıklarına odaklanarak:

Hem kendilerine hem de kendilerinden olanlara koltuk ayarı yapanlar var ya...

Hani şu devletin olanaklarını kullanarak, milletin en demokratik hakkı olan:

Fikir ve düşünce özgürlüğüne takoz koyanlar var ya... İşte onların siyaseti!

Devleti yönetenleri, inceden parti ayarıyla milletin tepesine atayanlar var ya...

Kendilerine yakın olanların atama işini her bir yere yaparken;

Kendilerine yakın olanların kasalarını tıka basa dolduranların siyaseti!

Hani şu adalet denen bir insani nefesi bile öz milletine çok görenler var ya...

Her bir yanda öz istemlerine göre bir dayanılmaz adalet isteyenlerin siyaseti!

Özellikle kendilerinden olmayan nice seçilmiş birimlere KAYYUM atarken...

Bu yetkiyi daha da artırarak:

Kendilerinden olmayanların alacağı her nefese bile KAYYUM atayacak kadar:

Öz söylemleri olan: ‘’MİLLİ VE YERLİ’’ olma sloganlarını asla hatırlamayanların siyaseti!

‘’Böyle giderse muhtarlara bile KAYYUM atarlar’’ dedirtenlerin siyaseti!

Özlerine bağlı siyasal bildiri kılıklı gazete ve TV’lerden başkasına kulak tıkayan...

Özgür medyayı her yeri geldiğinde birkaç yoldan cezalandırıp mağdur edenlerin siyaseti!

Evet, işte böyle bir siyasetle yüzümüz Avrupa’ya dönecekmiş!

Günlük yaşananların, Ortadoğu’dan bile daha geride gündem oluşturduğu...

Yurttaşa dair nice Anayasal hakların teker teker buharlaştığı...

Üretmeyen ekonomisi eksilerde dolaşan...

Çağdan uzaklaşan eğitimi karanlık kulvarda koşan...

Demokrasisi, ancak 70-80 Yıl önceki savaşlar dünyasıyla boy ölçüşen...

Adaleti, yurtta ve dünyada kaybolan itibar yoksulluğuyla buharlaşan...

Günün her saatinde: KAVGA, KUMPAS VE KAYYUM gündemiyle yaşayan...

Bu Aziz Milletin yüzü, Avrupa’ya nasıl ve de neyle dönecek acaba?

Hakkını arayan her yurttaşın, başına yediği coplu görüntülerle mi?

Devletin gücünü arkasına alarak, her daim kükreyen siyasal iktidarla mı?

Seslerini her çıkardıklarında, yöneten siyasetle devlet adamları tarafından: Kendilerine her an bir yargısız infaz yapılan: Muhalif siyasi partilerle mi?

Yoksa demokrasinin temel taşı olan demokratik kitle örgütleriyle mi?

Sahi, Avrupa’ya hangi halimizle...

Hangi yüzümüzle döneceğiz acaba?

65 Milyona dayanan aç ve yoksulumuzla mı?

Hububatı, eti, otu, samanı... Her tür teknolojiyi...

İlaçtan aşıya kadar ne varsa bir tamamını dışarıdan alan fukara ekonomimizle mi? Yoksa milyonları bulan işsizimizle mi?

Neyle nasıl yüz çevireceğiz ki Avrupa’ya?

Millete ve devlete dair ne varsa dibe vurmuş!

Memleket son yüz yılın en kötü dönemini görmüş!

Memleketi yönetenler sadece kör siyasetle uğraşıp, koltuklarını korumuş!

Öz arazimizde ne huzur ve güven ne de sevgi ve saygı kalmış!

Neymiş efendim, yüzümüz Avrupa’ya doğru olacakmış!

Oralardan... Yani Avrupa’dan bir ses:

Sizde ağzını açanla hakkını arayana: Anında ‘DARBECİ, TERÖRİST, PKKLI, FETÖCÜ...’ Gibi siyasal çamurlar atılıyor!

Bizde bu konularda kararı sadece yargı verir, sizde ilk hedef oy devşirmektir.

Bizde ilk hedef halkın derdini dinlemektir. Ayrıca, öz içinde ayrıştıran siyasal anlayışla Avrupa’da acaba nasıl birleştirici olacaksınız?

Deseler... Onlara elbette ki tüm dünya hak verir!

Çünkü bugünkü Türkiye, bugün yaşadıklarıyla değil Avrupa’ya...

Afrika’ya bile giremez!

18 Yılda ekilen yanlış siyasetle ancak buraya kadar!

Keşke ekilen bu yanlış siyaseti, sadece kendileri, yani yöneten siyaset biçseydi!

Ne var ki, millet, devlet ve de memleket olarak toptan biçiyoruz!

Kendileri öyle bir rahat ki... Eylem ve söylemlerinde asla değişen bir şey yoktur!

Kendileri sanki sütten çıkma ak kaşık... Suçlu da bu Aziz Millet!..

Ne diyelim?.. Her gün kaybediyor... Her gün daha da geri gidiyoruz!

KAVGA, KUMPAS VE KAYYUMLA MI ÖVÜNELİM?