Maaş kuyruğunda emekli sohbeti:
- Ne maaş ne maaş evin önüne varıncaya kadar bitiyor.
- Eminönü’ne kadar mı?..
- Hayır hayır evin önüne kadar…
- Ne bileyim, bu maaşa Eminönü biraz uzak geldi de…
- Eskiden aylıktı, yani maaştı. Şimdi haftalık oldu.
- Ben evin önüne kadar bitiyor diyorum, sen haftalık diyorsun.
- Ben ödemelere bir hafta sonra başlıyorum da ondan…
- Bari eline al da selfi çek maaşınla…’’
- 3 milyon Suriyeli geldi, artık bizden keser onları doyururular
Tek tek böyle söylediler.
Devamla…
- Kardeşim, piyasa fiyatları dağ boyu… Aldığımız maaş çakıl kadar.
- Şuna desene fiyatlar atlı bizim maaşlar piyade…
- Peki, ülke ekonomisi iyiye gidiyor sözüne ne demeli?
- Evet evet ülke ekonomisi bizden uzağa gidiyor galiba…
- ATM’de para bitti galiba…
- Güvenlikçi kardeş para bitti bara…
- Koyarız koyarız…
- Çabuk olun, yağmur geliyor.
- Berekettir abla bereket…
- Demek ki bizim başımıza yağmayacak.
- Kardeş koydular mı koydular mı?..
- Arkadan sesler geliyor galiba koymaktalar…
- Üç kuruş maaş, bir de ATM önünde uğraş…
- Allah, kirada oturanlara acısın.
Dediler de dediler…
Hem de ülke ekonomisini özetler gibi dediler.
Tepeden aşağıya doğru akıp gelen tüm rakamlarla…
TV TV dolaşan tüm söylemleri tersine çevirir gibi dediler.
Çünkü ATM önünde kuyruğa girip, emekli maaşı alanlar:
Türkiye’nin moraran gerçek yüzüdür.
Çünkü o emekliler:
Çalışırken özgürce sendika kuramayan…
İstediği sendikaya rahat rahat üye olamayan…
Var olan sendikaları yerinde sayan…
Özgür toplu pazarlık yerine;
Tepeden verilene boyun eğen emekçilerdir.
Zar zor bir şekilde emekliliğe ulaşan…
Ulaşıncaya kadar da burnundan soluyan emekçilerdir.
Karşısında rakip olarak duran milyonlarca işsizlerle…
Serbest piyasa ekonomisinin eziciliğini bilen emekçilerdir.
Dün iş yerlerinde sürünürken…
Bugün, ancak bir hafta yetecek kadar emekli maaşı alan emekçilerdir.
Kuyrukta beklerken söylenen o canlar;
Tam da Türkiye’nin acı gerçeğidir.
Birileri havada, karada ve denizde köşe dönerken;
Geçim sıkıntısını iliğine kadar yaşayan emekçileridir.
Çalışan, çalışmayan, emekli olan herkesler öyle…
Ücretleri sabitken;
Fiyat artışlarına yenik düşen herkesler öyle…
Güneydoğudaki Mehmetçiklerle…
Yarının eğitimli insanı olmak isteyen tüm evlatların;
Ana ve babalarıdır o herkesler…
Sosyal statüsü ne olursa olsun…
Emekli ya da çalışanlar olsun…
Çünkü onlar:
Okumuş ve okumamış tüm işsizlerin yakını olanlar…
Ülkesinin acıklı ve ağlamaklı gidişatına kafa yoranlar…
Adalet ve ahlakı dürbünle ararken…
Huzur, güven ve de sosyal barışa hasret kalan;
Nice duyarlı, nice onurlu vatandaşlardır onlar…
Emekçi ve emekli olarak milyonlar…
Omurgalı bir devlet için, orta direktir onlar…
Şu bir aylık emekli maaşlıya, ancak bir hafta geçinenler var ya;
İŞTE ONLAR...