Neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenmedikçe, insanlığın başına gelenleri sağlıklı analiz etmek mümkün değildir.
Öyleyse:Tarihi sayfa sayfa okumalı...Okuyup da geçen zamanda nelerin yaşandığını iyi anlamalı...İyi anlamalı ki kanmamalı...Kanıp da bir karanlık dünyada olmamalı...
İnancını saf, temiz ve dürüstçe yaşayanla, inanç sömürüsü postuna girenleri iyi ayırmalı.Yoksa, hem bir bombayla yüzlerce masum insanı öldürenler ''ALLAH'' ile aldatmaya devam edecek...Hem de şekilci bir inanç görüntüsüyle ortada gezenler ''ALLAH'' ile aldatmaya devam edecektir.Dünya kurulalı hep böyle olmuştur.
Utanç güzergahında çıkarcı olmanın en kolay yolu, saf ve bilinçsiz insanların inançlarını sömürmektir.İşte böylesine bir iğrenç sosyalleşmenin bağdaş kurup oturduğu coğrafyadayız.Bu coğrafyada tam da o çıkarcı ve sömürenlerle aynı inançları paylaşmaktayız.
Kimi yerde inanç sömürüsü yaparak tepeye konan; kral, sultan, emir ve şeyh olan nice faşistlerin utancıyla...Kimi yerde, inanç sömürüsü yaparak, sözde demokratik takınanların utancıyla yaşayarak paylaşmaktayız.''ALLAH'' ile aldatarak saltanat sürenler de onlar...''ALLAH'' ile aldatarak devletin en tepe makamlarına konanlar da onlar...Saf ve dürüstçe inanan halklar, inançlarının umudunu mağdur ve mazlum bir şekilde beklerken:''ALLAH'' ile aldatanlar ise tantanalı dünyevi yaşamlarını sürdürme peşindedir.Ne nice Müslüman ülkelerdeki açlar onları ilgilendirir.Ne de Tekbir getirip, kendi dindaşının kellesini kesenlerle, bir bombayla yüzlerce cana kıyanlar onları ilgilendirir.
Düzenin adı: '' ALLAH İLE ALDATMA'' düzenidir.Kadrolar bu düzene göredir.Din adamı olup, din adına ortada dolaşan nice sahte inançlılar da piyondur.Devleti düzeni adına sözde iş yapanları da piyondur.Din adamları, çıkarcı, sömüren ve faşist olan bu düzene ters düşenleri ''GÜNAH'' deyip susturur.Devlet adamları da tepedekilerin koyduğu faşist kuralları uygulayarak halkı susturur.''ALLAH'' ile aldatanların faşist ve sömürü düzeni tarih boyunca işte böyle sürüp gelmiştir.
Elbette ki çağdaş dünya adına yapılanlar onların işine gelmez.Sanayileşme ve üretim gibi süper oluşumlar onların işine gelmez.Demokrasi denen en onurlu insanlık örgütlenmesi onların işine gelmez.İnanca saygınlık kazandıran, ''LAİK'' yaşam tarzı onların işine gelmez.Çünkü teknoloji üreten toplumlar refaha çıkar.Çünkü demokrasi adına örgütlenen toplumlar aydınlığa çıkar.Bundan ötürüdür ki yoksulluk ve karanlık üzerine saltanat kuranlar:İşin kolayına kaçarak, saf halkların inancını sömürerek ayakta kalır.''ALLAH'' ile aldatarak ayakta kalır.Hayat felsefeleri:
Yalan, kolaycılık, döneklik, kılıfçılık, çamur atma, birilerini kötüleme ve bahane gibi sosyal demagojiler üzerinedir.
Din üzerinden duygu sömürüsü yaparak, inananları kaz gibi yolma üzerinedir.Gerçek şu ki bunlardan kurtulmanın yolu bilinçli olmaktan geçer.Okumak ve öğrenmekten geçer.
İnancı, devleti, ülkeyi, milleti ve de adaleti kurtarmanın tek yolu işte budur.Kendi coğrafyasına; Adaletsizlik, yoksulluk, ölüm, bölünme ve bunalım ekenlerden kurtulmanın yolu budur.
Yeter ki ''ALLAH'' ile aldatanlara aldanmayalım.Her yerde ''TEKBİR'' getirene kanmayalım.