İran’da Tebriz’deyim;
Elbette birkaç yıl önce…
Gezdim gördüm ve gözlemlerimi yazdım.
O yıllarda yazdığım dergide de yayınlandı.
Gözlemlerim:
İran’ın ‘’GRİ VE SİYAH’’ manzarası üzerineydi.
Ama yine de bir gün mutlaka:
‘’İran’a aydınlık günler…
Çağdaş bir demokrasi…
Özgür bir medya…
Demokratik bir sivil yapılanma…
Emek dünyasına örgütlenme…
Özgür toplu pazarlık gelecek’’ diyordum.
O zaman diliminde İran:
Tepeden tırnağa bir şekilci inanç görünümlü…
Her bir yanını sadece gri ve siyah renkler sarmıştı.
Bir mezhep tahakkümünün güdümünde…
Bir teokratik tutuculuğun çemberindeydi İran.
Konuştuğum gençlerin onda dokuzu mutsuz ve umutsuzdu…
Bu mutsuz ve umutsuzların gönlünde yatan:
Bir Batı ülkesine gitmek…
Hayatlarına bir beyaz sayfa açarak:
İçinde yaşadıkları gri ve siyah gidişattan kurtulmak...
Yani tüm renklerin yaşandığı yerlere ait olmaktı.
İşte böylesine bir dürtüyü, İranlı kadınlarda da gördüm;
Ne saçlarının teline konan yasaklara…
Ne de yüzlerine yansıyan siyah ve griye boyun eğmişlerdi.
Çünkü saçları eşarplarından…
Tebessümleri duruşlarından rüzgârla bütünleşiyordu.
Bir gün mutlaka İranlı kadınlar bu işi başaracak…
Ülkelerini Teokratik Totaliter karanlıktan kurtaracaktır elbette.
Çünkü…
Artık çağdaş ve küresel istemlerin önüne geçilemez.
İletişim teknolojisinin dünyayı küçülttüğü…
İnsanların her arazide olanları bildiği bir gerçektir.
Bu gerçeğin insani değerlerine gelince:
Artık kölelik döneminin bittiğini…
Artık inanç üzerinden tahakküm kurmanın geçtiğini…
Dünya insanlığı ezici bir çoğunlukla öğrendi.
Ne tepeden aşağı indirilen gri ve siyah dayatmalara..
Ne zoraki tutsaklıklara…
Ne de öldüren anlayışlar tahammül var.
Çünkü insanlık, her renkten bir doyum peşinde…
Özgürlük, barış, paylaşım ve uyum peşinde…
İnsanlık:
Medyası özgür ülkeleri…
Fikir ve düşüncelerinin özgürce şahlandığı bir idari sistemleri…
Bir bağımsız ve de yansız adaleti olsun istiyor.
Şu adına demokrasi dedikleri:
Bir erdemli milletin söz sahibi olduğu…
Bir saygın Parlamenter Sistem’i istiyor.
Çünkü insanlık:
Sorunların konuşulması varken…
Sorun olmayanların konuşmasını asla istemez!
Özgürlüklerin konuşulması varken…
Yasakların konuşulmasını asla istemez.
Yeni ve beyaz sayfalar elbette ki insanlık için açılmalıdır.
Elbette ki tüm insanlık gri ve siyah hayattan kurtulmalıdır.
İran’daki başı yarı açık kadınlar da böyle istiyor.
Ülkemdekiler de…
Her ağzını açanın giderek suçlanmasını kim ister ki!
Barış ve kardeşlik temennisinin bile suç olduğu bir ülkede:
Bir tartışılan ve de güven vermeyen adaleti kim ister ki!