Şu 1 Mayıs atışmaları artık kabak tadı verdi.
Sadece Mayıs'tan Mayısa kahraman kesilenlere sözümüz var:
Elbette ki gerçek emek kahramanı ve gerçek sendikacılara değil;
Tam da bunlara...
Hani kimi Ağa-İş-Sen...
Hani kimi Şakşak-İŞ-Sen...
Kimi Yağcı ve Yalaka-İş-Sen...
Kimi Utanç-İş-Sen...
Kimi Gecekondu-İş-Sen...
Kimi Güdümlü-İş-Sen...
Kimi Desinler-İş-Sen...
Kimi Yesinler-İş Sen...
Kimi Sarı, kimi Mor-İş Sen...
Tabelası ile sözde emek ve emekçi kahramanı kesilenler içindir sözümüz.
Bazı siyasal partilerin iktidar devrinde dut yemiş bülbül kesilirken;
İktidar olan nice sosyal demokrat ve emekten yana partilere horozlanan...
Şu duyarsız ve de utanmaz ağalar içindir sözümüz.
Yakında seçim var, eğer iktidar değişirse, bakın onlar da değişecektir.
Yılın sadece 1 Mayıs Günü kahraman kesilen bazı sendika ağaları...
Bu sefer yılın her günü kahraman kesilip;
Sözde emekçi ve emekten yana resim çizeceklerdir.
Çünkü onların tabelaları yukarıda yazıldığı gibidir.
Çünkü onlar, ancak demokrasiye ve emeğe saygılı siyasal iktidarlara karşı afra tafra yapar.
Oysa demokrasi yerlerde sürünürken...
Bir köşede ağalık yaparak suspus olan kendileriydi.
Darbe yasalarıyla bir ülkenin geleceği tayin edilirken...
Yine bir duyarsız kesim kendileriydi.
Bu ülkede, nice resmi ve sivil kişiler mağdur edildi.
Bu ülkede, devleti ayakta tutan kurumlarla...
Ekonomiye su taşıyan nice kurum ve kuruluşların beli kırıldı.
Peki, şu demokratik kitle örgütü olan sendikalar neredeydi?
Demokrasinin temel taşı olan bu örgütler, niye hiç ses çıkarmadı?
Yoksa, halkın gerçeklerine sırt çeviren...
Ekonomik gidişatta sosyal uçurumlar doğuran...
Milletin sosyal dokularına soğan doğrayan...
Dönemsel yönetimlerden çok mu memnundular?
Bu dönemlerin sallabaş medyasından çok mu memnundular?
Ne de çabuk unuttular;
''Emek En Kutsal Değerdir...
Hak Verilmez Alınır... Bağımsızlık, Demokrasi ve Özgülük...
İşçiler Kardeştir...Grev Bizim Hakkımız, Söke Söke Alırız...
Grev ve Toplu -İş Sözleşmeli Sendikal Hak İstiyoruz...''
Gibi temel sloganları...
Şu bir gerçek ki adalet nasıl herkese lazımsa;
Demokratik sendikal hareket de tüm iktidarlara lazımdır.
İktidarları demokrasi, demokrasiyi de demokratik kitle örgütleri ayakta tutar.
Yeter ki o örgütler:
Hizmet götürdüğü kesimlere tüm gerçekleri sunsun.
Yüz karası, utanılacak işler yapmasın...
Uzaktan kumandalı olup, kimi adreslere yar olmasın...
Bir emekten, bir de emekçiden yana olsun.
Dahası, sadece senede bir gün, o da 1 Mayıs'ta...
Bir atımlık emek narası atmasın.
Hele hele;
Sendikacıların yapması gereken işleri...
Siyasi partilere birer seçim vaadi yapmasın.
Emek platformunda masaya konacak nice değerler;
Miting meydanlarına malzeme olmasın.
Yoksa, bir emekçi örgütü olan sendikaların adı:
Yalan-İş... Uyuyan-İş... Olur.
1 Mayıs'tan 1 Mayısa
Uyanan -İş olur.
Ayıptır ayıp!..
Emek ve emekçinin rüzgarıyla kimi değirmene su taşımak ayıptır.
Emekçiye umut verip, onu kaderiye baş başa bırakmak ayıptır.
Ya gerçek bir yönetici olur, emek dünyasına layık olursunuz.
Ya da kendi dünyanızda vicdan azabıyla boğulursunuz.
Sizi gidi ''Bir Bayramlık Emekçiler'' sizi...
Haktan yana değil, haksızdan yana olan sizi...