Türkiye tarihinin en kritik seçimine doğru giderken iktidarın yaptığı hamleler hakkındaki izlenimlerim.

Başlıktaki tabiri kısaca açıklayarak başlayayım. Bütün tuşlara basmak yeni nesil bir tanımlama. Bilgisayar veya konsollarda geçilemeyecek zor bir bölüm olduğunda o bölümü geçmek için işe yarayan yaramayan tüm tuşlara refleks olarak basarsınız. Cumhurbaşkanı Erdoğan da 14 Mayıs seçimleri öncesi tam olarak böyle bir görüntü çiziyor.

Bakalım Erdoğan nasıl tüm tuşlara basıyor;

VARAN BİR... SEÇİM EKONOMİSİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücret ve emekli maaşlarına -bu iki kesim toplumun büyük bir bölümünü oluşturuyor- son yıllardaki en büyük zamları yaptı.

Geçtiğimiz gün de en düşük emekli maaşının 7500 lira olacağını söyledi. Öyle ki bu yaklaşık yüzde 50’ye yakın bir zam demek oluyor. Seçim ekonomisinde kamunun tüm muslukları düşük gelir sınıfı için açılmış durumda.

Burada eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e de ayrı bir parantez açmak lazım. Geride bıraktığımız haftada Mehmet Şimşek’e tekrar kabinede bir görev teklifi götürülmüş ancak teklif Şimşek tarafından reddedilmiş ve AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik görüşme sonrası açıklama yaparak Şimşek’in “Aktif siyaseti düşünmediğini” söylemişti. AK Parti’nin Şimşek hamlesi bozulan ekonomik güveni tekrar geri kazanmak adına bir hamle olarak değerlendirilebilir.

VARAN İKİ... “KAZANACAK” ADAYLAR

Erdoğan yine geçtiğimiz gün “17 kabine üyemin hemen hemen her birine değişik illerde görevler vereceğiz. Kabindeki 17 isim milletvekili adayı olacak. Büyükşehirler bakan arkadaşlarım için en uygun yerlerdir. Onları büyükşehirlerden belirledik, çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi. Bu 17 isim öyle ya da böyle toplumda bir karşılığı olan isimler ve kazanamasalar dahi AK Parti için en yüksek getiriyi sağlayacakları kesin.

Dahası medyatik isimlere de milletvekili teklifleri götürüldü. 15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün yaptığı darbe girişimi gecesinin sembol isimlerinden olan iktidara yakın gazeteci Hande Fırat, Hilal Kaplan ve Şebnem Bursalı’ya da milletvekilliği teklifleri götürüldüğü ifade edildi. Sonrasında bir televizyon fenomeni haline gelen Müge Anlı ile Nihat Hatipoğlu isimleri geçse de bu ikisim hakkında kesin bir bilgi yok.

VARAN ÜÇ... İTTİFAKI GENİŞLETME ÇABALARI

HÜDA PAR gibi çok az bir oy potansiyeli olan partiye bile hayır denilmedi üstelik götürüsünün getirisinden fazla olduğu bizzat AK Parti içinde bile tartışılıyorken.

Yeniden Refah Partisi ile temas kuruldu ve Erbakan gecikmeli de olsa Cumhur İttifakı'na katıldı. Oysa ki Cumhurbaşkanı, Altılı Masa’da çıkan kriz sonrasında İYİ Parti ve Meral Akşener için “Dökülen taşları toplamayız” ifadelerini kullanmıştı.

KILIÇDAROĞLU’NDAN “DOKUNULMAZLIK” İDDİASI

CHP lideri ve Erdoğan’ın 14 Mayıs seçimlerindeki rakibi Kılıçdaroğlu, katıldığı canlı yayında 17 bakanın milletvekili adayı yapılacağına ilişkin Erdoğan’ın 17 isime “Dokunulmazlık kazandırmak” amacında olduğunu iddia etti.

İşte tüm bunlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim öncesi “tüm tuşlara bastığı”na işaret eden olgular.

Türkiye hakikaten yüzüncü yılında tarihinin en önemli seçimine doğru gidiyor.

Bir tarafta 21 yıllık, içeride dışarıda çok fazla badireler atlatan, seçimleri kazanan, nüfusun neredeyse yarısının çok memnun olduğu, yine neredeyse yarısı tarafında ise büyük bir öfke kaynağı olan iktidar; diğer yanda 21 yıllık iktidar döneminde yapılan seçimlere bakıldığında belki de olabilecek en yüksek birlikteliği sağlayan muhalefet bloğu.

Sizce 15 Mayıs sabahı bizleri ne bekliyor?