Her gün yüz binlerce aracın geçtiği köprüler, İstanbul’un Avrupa ve Asya yakalarını birbirine bağlaması yanı sıra kentin ekonomik sosyal ve kültürel bütünleşmesi açısından büyük önem taşıyor. Mevcutta isimleri olsa da veya olan isimleri değişse de İstanbul sakinleri için hâlâ 1.Köprü, 2. Köprü, 3. Köprü ya da diğer adı ile yukarıdan şeklinde hitap edilir.

-Nereden geldin?

-Birinci köprüden

-İkiden niye gelmedin?

-Trafik vardı yukarıdan verdi hem yol uzamasın diye hem de çok pahalı diye birden geldim.

İşte bütün karşıya geçiş muhabbetleri hemen hemen böyledir.

Artık karşıya geçiş muhabbetleri nasıl olur bilmem ama sanırım yakında ne isimleri ne de cisimleri bize ait olacak.

İstanbullu 1970 yılından beri bu üç köprünün parasını ödeye ödeye bitiremedi.

Birinci köprü için finansman: Türkiye Cumhuriyeti Devleti uluslararası krediler ve dış finansman kullanarak sağlandı.

İkinci köprü için finansman: doğrudan köprü için maliyet, genel bütçe ve kredilerle karşılandı. Halk hem vergilerle hem de köprüden geçiş ücretleri ile bu maliyete senelerce katkı sağladı.

Üçüncü köprü başlı başına maliyetinin kat be kat üzerinde inşa ettirildi.

Yap İşlet Devret modeli ile yapılan köprü için doğrudan kendi bütçesinden ödeme yapmadı fakat devlet şirkete geçiş garantisi verdi. Yani belirli sayıda araç her gün köprüden geçmezse, aradaki farkı hazine (yani halkın vergileri) ödüyor. Ne güzel iş di mi?

Ayrıca köprüden geçen araçlardan alınan yüksek geçiş ücretleri de şirketin gelir kaynağı haline geldi.

“Sahibinden satılık köprü var “ gerçek oldu. Hükümet boğaz Köprülerinin işletme hakkını satmak istiyor.

Dış basında bir kaç gün önce yayımlanan haberde acı gerçek gözler önüne serildi. Bloomberg‘de (8 Eylül 2025) Türkiye’nin iki tarihi köprüsü Fatih Sultan Mehmet ve 15 Temmuz Şehitler köprüsü ile birlikte en az dokuz otoyolun işletme haklarını satmayı değerlendirdiği bildirildi.

Haber, bu adımın Türkiye tarihinin en büyük özelleştirme anlaşması olma potansiyeline sahip olduğunu duyurdu.

Özelleştirme idaresinin yatırım bankalarına teklif çağrısı yaptığı aktarılırken, sürecin henüz başlangıç aşamasında olduğu, bir anlaşma sağlanıp sağlanamayacağının net olmadığı da vurgulandı.

Hükümet olası satıştan elde edilecek geliri bütçe açığını kapatma da kullanmayı hedefliyor.

Daha önce benzer bir özelleştirme girişimi 2012’de yapılmış 2000 km’ye yakın yol ve köprünün işletme hakları için 5.7 milyar dolarlık teklif verilmiş, o dönem ihaleye Koç Holding, Gözde girişim, ve Malezya merkezli UEM Grup kazanmıştı. Ancak dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan bu teklifi düşük bulmuş 7 milyar doların altındaki satışın “VATANA İHANET” olacağını söylemişti. Böylece süreç iptal edilmişti.

Umarız bundan sonra herhangi bir teklif olmaz, bu konu konuşulmaz, ya da bir teklif olur ise Cumhurbaşkanı’mız bu teklifi de vatana ihanet olarak değerlendirir.

Bakalım daha neler göreceğiz.