İktidar olduklarından bu yana:
Her dakika, her saat, her gün; ''Bize darbe yapacaklar'' deyip durdular.
Her hafta, her ay, her yıl; '' Bunlar darbeci, milli iradeye darbe yapma peşindeler'' deyip durdular.
Ülke gündemi, neredeyse üç öğün darbe oldu.

Ergenekoncu Darbeciler.... Balyozcu Darbeciler... Gezici Darbeciler....Paralel Darbeciler....
Şu darbeciler, bu darbeciler...
Sonuç, bir büyük balon fısıltısı kıvamında; Çünkü ortada ne darbe vardı gerçek anlamıyla... Ne de darbeciler vardı işbaşında yakalanan.
Sadece nice gizli planlar, iftiralar, suçlamalar, gizli tanıklar, KUMPASLAR, uyduruk belgeler, iletişim cambazlıkları ve yandaş medyanın darbe pompalaması vardı o kadar.
Sözde adalet mekanlarının haksız yaptırımları vardı o kadar.
Hedefe konan üniformalı ve sivil kişilerle, kurum ve kuruluşlara karşı bir cephe açılmıştı o kadar.

Derken:
Nice vatandaşlar haksız yere adalet mağduru olup, hapis damlarında yıllarca yattı. halen de yatmakta...
Nice aileler dağıldı, nicelerini de haksızlık ateşi düşerek yaktı.
Dünya yuvarlak, süreç değişken olunca;
Geçen zaman dilimleri, tüm olup bitenlere öyle bir ışık tutup, öyle bir tanık oldu ki;
Bir de baktık ki, adalet ve de kalkınma adına ortaya çıkanlar, sonradan kapıldıkları Ak Parti fırtınasıyla alabora oldular.

Kısacası, darbeyi AK Parti AKP'ye yapmış oldu.
Çünkü:
AKP sonrası devreye giren, Ak Parti döneminin İktidar ve güç sarhoşluğu, AKP'nin halka verdiği tüm güven ve umutları silip süpürdü.
Ak Parti, giderek AKP çizgisinin ötesine doğru büyük bir hızla yol almaya başladı.
Hem de ne hız;
Önüne gelene tosladı.
Yolun bir tarafı adalet enkazına, öte tarafı sosyal barış enkazına döndü.
Hukuk işleri yara bere içinde... Birlik ve beraberlik adına ne varsa paramparça olmuştu.
Ekonomik rakamlar komada, ulusal gelir tüketim yolunda can çekişiyordu.
Ama kimin umurunda?..
Artık AKP çok geride kalmıştı çok... Şimdi kısa adı Ak Parti olan bir parti vardı.
Ülkesinin nice ulusal değerlerini yakıp yıkarak ilerleyen...

İnanç dünyasının nice değerlerini sadece kendine göre yorumlayan bir Ak parti vardı.
Hem de ne parti?..
Demokratik siyasal gidişatını 12 Eylül yaslarına yaslayan...
Devleti yönetirken 12 Eylül döneminden bile daha sert olan...
Darbelere kızıp bağırırken, darbe dönemlerinden ders almayan...
Devlet ekonomisini müteahhit ve taşeron eliyle yönlendiren...
Beton işinin dışında, başka işlere kafa yormayan bir parti...
AKP'yi geride bırakıp, trafiği altüst eden bir parti...
Yeni adı: Ak Parti...
Kendisinden önceki oluşuma, yani AKP'ye darbe yapan bir parti...
AKP'yi hem yurtta hem de cihanda oldukça zora sokan bir parti...
Ey İnsanlık Tarihi!..

Bizler bu dönemin canlı tanıklarıyız.
AKP adıyla işe başlayanları da biliriz.
İktidar gücüyle Ak Parti adıyla sahneye çıkanları da...
Tüm dünyaya duyurulur!..

Türkiye'de AKP adıyla kurulan, sonra da iktidar olan bu partiye kimse darbe yapmadı.
Eğer bir darbe varsa; Halkın inanıp güvenerek oy verdiği AKP'ye, sonradan iktidar sarhoşu olan bir Ak Parti döneminin geçmişini unutma darbesi olabilir.
Geçmişine dirsek darbesi olabilir.

Adı: Adalet ve Kalkınma Partisi olan AKP'ye...
Adı: Sonradan kısaca Ak Parti olan bir partinin sünger çekme darbesi olabilir.
Evet evet; AKP'ye bir Ak parti darbesi yapıldı. Gerçek olan bu.
Bu darbe, partiyi, Adalet ve Kalkınma'dan uzaklaştıran bir ''DEĞİŞİM'' darbesidir.
İkisi de aynı partidir diyenlere;
'Keşke adı hep AKP kalsaydı.'' Diyoruz.
Adalet için... Kalkınma için...
Ülkemiz ve Milletimiz için diyoruz.