31 Mart Mahalli idareler seçimleri dolayısıyla siyasi partiler aday belirleme çalışmalarını çeşitli düzeylerde sürdürüyor. Her parti çeşitli yöntemlerle kendisine en yüksek oyu getirecek en iyi adayı bulmaya ve adaylaştırmaya çalışıyor. Çünkü 31 Mart Mahalli idareler seçimleri siyasi partiler için gelecek beş yılın belirleyeni olacak. Partiler yerel seçimlerde aldıkları başarı ile siyasetteki yerlerini korumaya çalışacak. İstanbul ilçelerinde de de siyasi partiler kısmen adaylarını belirledi. Ak Parti önümüzdeki Cumartesi günü adaylarını açıklamayı planlıyor.  CHP 14 ilçede adaylarını açıkladı. İYİ Parti İstanbul’da 6 ilçede adaylarını açıkladı. Ekonomik kriz, hayat pahalılığı, deprem ve kentsel dönüşüm, yoksulluk, işsizlik, emekli yurttaşların yaşadığı sıkıntılar, gençlerin ve kadınların geleceğe dair karamsar beklentileri gölgesinde yapılacak yerel seçimlerde saha çalışmalarını sürdürecek olan yerel adayların işi zor. Çünkü yerel yönetimler bu sorunları çözecek yetkiye sahip değil.  Durum pek iç açıcı olmasa da günün sonunda vatandaş bu adaylardan birinde tercih kılarak, yerel de gelecek beş yılını belirleyen olmaya çalışacak. Ama vatandaş şunu bilmeli ki genel siyaseti yerel de yürütülen politikalar belirliyor.

Bunun için siyasi partilerin aday belirlerken, tercihlerrini gelecek beş yıl için artı puanlar getirecek adaylardan yana seçmesi önem arz ediyor.  İstanbul’un 14 ilçesinde Cumhuriyet Halk Partisi adaylarını belirledi. Pendik’de CHP İBB Grup Başkanvekili Tarık Balyalı, Fatih’te Mahir Polat, Silivri’de Bora Balcıoğlu, Eyüp’te Dr. Mithat Bülent Özmen, Beyoğlu’nda İnan Güney, Gaziosmanpaşa’da Hakan Bahçetepe, Tuzla’da Eren Ali Bingöl, Çatalca’da Erhan Güzel, Üsküdar’da Sinem Dedetaş, Güngören’de Temel Akkoç, Şile’de Özgür Kabadayı, Sancaktepe’de Alper Yeğin, Bayrampaşa’da Hasan Mutlu aday oldu. Geri kalan 29 ilçede, 15 ilçe belediye başkanının önümüzdeki Cumartesi günü yapılacak PM toplantısının ardından açıklanması beklenirken Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında yönetilen 14 belediyenin başkan adaylarının Şubat ayı başlarında açıklanacağı bekleniyor.

Cumhuriyet Halk Partisi içinde aday belirleme sürecinde parti içinde dört farklı ekibin belirleyeceği rol oynadığı, açıklanan adaylar konusunda en güçlü belirleyenin de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başını çektiği ekip olduğu ve İmamoğlu’nun açıklanan 14 belediye başkan adayının 8’ini bizzat istediği gelen kulis bilgileri arasında. Diğer gelen kulis bilgisi ise İmamoğlu’nun PM ‘de kendisine bağlı hareket eden 33 PM Üyesinin bulunduğu ve önerdiği belediye başkan adaylarının tartışmasız bir şekilde hem MYK’dan hem de PM’den geçerek kabul gördüğü yönünde.

Örgütünün, görüş ve önerilerini dikkate almayan aday kaybeder…

Peki bu işleyen süreç doğal mı? Mahalli idareler seçimleri, il, ilçe ve beldeleri kapsıyor. Özellikle Büyükşehir Belediyesi Başkanı ilçelerde kendisiyle uyumlu eşgüdüm içinde çalışacak belediye başkanını önermesi, istemesi doğal olanı ki (CHP’nin 38. kurultay sürecine kadar 14 belediye başkanının tamamı İmamoğlu ile yerel yönetim konusunda eşgüdümlü bir çalışma içindeydi..)  Ancak seçimleri yürütecek olan parti örgütünün de sahada çalışması için İBB başkan adayının, örgütün görüş ve önerilerini de dinlemesi, dikkate alması ve değerlendirmesi önemli.. Bu dengenin korunmaması durumunda büyükşehir adayı seçimleri kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir. Büyükşehir Belediye Başkan Adayı’nın kendisi için çalışacak örgüte öncelikle aday tercihlerini neden bu şekilde yaptığını anlatması ve İBB başkan adayı olduğu örgütünü ikna etmesi gerekir. Ancak sahada gördüğümüz kadarıyla bu sağlanmış değil. Adaylar açıklanıyor, örgüt bölünüyor, aday adayları istifa edip başka partilere geçiyor. Millet ittifakı olarak alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olanın bu ittifak bozulmuşken daha fazla toparlayıcı, kapsayıcı ve gücüne güç katacak bir yöntemle yürümesi gerekirken sahada bölünmeye, parçalanmaya, ayrışmaya yol açacak yöntemlerle yürüdüğü yüksek sesle artık konuşulmaya başlanması biraz durup düşünmeyi gerektirmez mi… Bizden söylemesi.. Bu gidişat iyi değil…