Yaşadığın ülkede yer yerinden oynasa...

Yaşadığın ülkenin yurttaşlık hakları tek tek elinden alınsa...

Yaşadığın ülkenin insanları, bir yanlış ekonomi yüzünden tam da kaz gibi yolunsa:

Ne gör... Ne duy... Ne de bil...

Yoksa sesini çıkarır başına iş açarsın!

Yoksa insanlığına dokunur: ‘’Olmaz böyle şey, ama bu haksızlık...’’ Dersin:

Sonra başına iş açarsın.

Yasak hemşerim yasak!

Meydan meydan sus... Gazete gazete sus... Televizyon televizyon susmalısın!

Millet zorda olsa da susmalısın, devlet darda olsa da susmalısın!

Yoksa meydandan meydan alırlar seni...

Yoksa gazetene ve televizyonuna bir yerlerden nice nice cezalar yağar en tepeden aşağıya doğru. Hatta ve hatta kapatırlar bile...

Sus vatandaş sus... Doğruya doğru yanlışa yanlış deme sus!..

Sadece yukarıdan aşağıya doğru gelen sese kulak ver yeter!

Sadece sallabaş olup alkışla yeter!

Sana ne siyasal seviyenin dibe vurmasından...

Sana ne siyasal hataların asumana ç

Sadece ‘bana ne vatan, millet ve devletten’ deyip, bir duyarsız insan ol yeter! Çünkü öyle istiyor kendilerini en milli ve en yerli gören siyaset grubu...

Çünkü bu siyaset grubu hem eleştiriye kapalıdır.

Hem de devleti ayakta tutan birimlere hesap vermeye kapalıdır!

‘’Kime ne istediğimi yaparım. Kimseye de hesap vermem’’ diyen cinsten!

Yaptıkları en tarihi yanlışlarla öz milletini ağlatan...

Dillerinden düşürmedikleri şu dış güçleri de sevindiren cinsten!

Geliyor geliyor!..

Sansür yasası TBMM’de... Bu yasa çıktığında bir bahaneyle af çıkartıp, boşaltacakları o hapis damları var ya...

İşte oralara: ‘’Bu milletin hali ne olacak?’’ Diye ses yükseltenler girecek.

İşte oralara: Haksızlığa dur diyenler, bu konuda yazan ve de konuşan gazeteciler girecektir. Kısacası eleştiri yapan herkes o hapis damlarına konacaktır! Çünkü o çıkacak yasanın içeriği net değil... Uygulayıcısı net değil...

Nerede başlayıp nerede duracağına dair herhangi bir sınırlama yoktur.

Kendileri nasıl isterse öyle...

Kendilerine her konuda destek vermekten kaçınmayan şu siyasal milliyetçiler var ya işte onlar ne kadar susup seyirci kalırsa öyle uygulanacaktır!

Neden mi?

İşin ucunda koltuk var... makam var... Devletin gücüne sığınarak en tepeden ahkam kesmek vardır!

İstiyorlar ki, haksızlık arşa varsa da kimse konuşmasın...

Memleket yan gelip yatsa da kimse konuşmasın!

Muhalefete en bozuk seviyeden laf yollamaları da bundandır!

Muhalefeti en dayanılmaz çamurlarla sıvamaları da bundandır!

Ey milletim!.. Türkiye tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor!

Son 20 yıldaki AKP yanlışlarını üst üste koysak:

KARS’TAN MARS’A YOL OLUR!

Bunu bilmek hiç de zor değildir; Yeter ki:

Bir bilinçli yurttaş olarak MARKETLERE giriniz!

Bir Bilinçli yurttaş olarak halkın ağlamaklı sesini duymak için MEYDANLARA çıkınız! Haksızlığın enini boyunu ölçmek için MAHKEME önlerinde durup mağdurların derdini dinleyiniz!

Yetmez! ECZANEYE gir ECZACIYI...

HASTANEYE git DOKTORU...

TARLADA TARIM EMEKÇİSİNİ...

HAYVANCILIKLA ÜLKEYE KATKI SAĞLAYAN NİCE MUTSUZ BESİCİLERİ...

İŞSİZLERİ... ATANAMAYANLARI... EYT’LİLERİ...

FABRİKA FABRİKA ALIN TERİ DÖKENLERİ DİNLEYİN!

OKULLARA GİDEREK: En alt sınıftan, YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİNE kadar herkesi dinle... Dinle vatandaş dinle!..

EMEKLİYİ VE DE TÜM ÇALIŞAN EMEKÇİLERİ DİNLE...

Dinle ki, ülkenin nereye doğru yola çıktığını gör!

Dinle ki, kendilerinin dış güçleri nasıl mutlu ettiğini...

Öz halkını nasıl mağdur ettiğini gör!

Bunca olup bitenler karşısında kendilerine ‘’MİLLİYETÇİ’’ diyenlerin;

Nasıl da seyirci kalarak, seçim gününü ve yeniden seçilip oturacakları o koltukları düşündüklerini gör!

O TBMM’deki SANSÜR YASASI var ya... Tam da bunun için çıkacaktır!

GÖRME, DUYMA, BİLME... Uyuyanları asla uyandırma...

Büyüklere NAĞIL... Küçüklere NİNNİ siyasetine devam:

Gelsin sandıklar... Dolsun oylar... Yazıklar ve ayıplar olsun:

Elbette ki, öz çıkarını düşünen, yurdunu ve milletini düşünmeyen duyarsızlara...

Hadi İYİ UYKULAR TÜRKİYEM!