Ey sözde demokrasi adına bağırıp çağıranlar...
Ey sözde demokrasi adına halktan bir kez daha oy isteyenler...
Vatandaşa sağ gösterip, sol vuranlar...
Sol gösterip sağ vuranlar...
Mesele oy kapma olunca;
Kimi zaman inançları, kimi zaman etnik yapıları kaşıyanlar...
Bu ilkel ve çağ dışı yolu kullanarak;
Sandıkları doldurup, tepeye konmak isteyenler...
Söyleyin bakalım; Şu bağırıp .çağırdığınız meydanları duydunuz mu?
O meydanlardan yükselen:
Halkın özgürlük özlemini...
Medyanın bağımsızlık özlemini...
Yargının tarafsızlık özlemini...
Eğitimin çağdaşlık özlemini...
Dahası...
bir milletin İnsanca yaşama özlemini duydunuz mu?
Yoksa, sadece sandık sandık oylarla...
Makam ve saltanatlara mı takılıp kaldınız.
Yoksa, nasıl olsa böyle gelmiş yine böyle gider diyerek:
Yüzüne ve gözüne baktığınız bu halkı, bir kez daha mı kandırdınız?
O halde, bu halkı sırf formalite olsun diye mi meydanlara topladınız?
Bunların tamamını yapanlara sözümüz var:
Türkiye artık eski Türkiye değildir bu bir.
AKP'nin dediği gibi, yeni Türkiye de değildir bu da iki.
Meydanları dolduranların Türkiye'si:
Halkın, baskıcı ve de dayatmacı iktidarlara ''HAYIR'' dediği bir Türkiyedir.
Özgürlüklere susayan, bağımsızlığa hasret kalan Türkiyedir.
Bu Türkiye'de:
Herkes, Demokratik Parlamenter Sistemi savunarak; Başkanlık sistemine ''HAYIR'' diyor.
Sadece, daha güven veren bir demokrasiye, emek dünyasına, bir gerçek adaletle, bir onurlu ahlaka ''EVET'' diyor.
Sahi meydanları duydunuz mu?..
Okuyan ve okumayan işsizlerin acıklı seslerini...
Yoksul ve solgun benizli insanların ''YETER ARTIK'' diyen naralarını...
Korkutup sindiren iktidarlara, nice pankartlı ve nice sözlü sloganlarını...
Duydunuz mu?
Bir meydanda ağlayan çiftçi ve köylüleri...
Bir meydanda sızlayan gerici eğitimin öğrencilerini...
Bir meydanda dert yanan nice esnafın sesini...
Gerçekten duydunuz mu?
Baskı altındaki medya yazmaz bunları...
Özgür medyadan duydunuz mu?
Böylesine bölünmüş bir medyadan utandınız mı?
Sahi, yargısı tartışılan...
Ekonomisi bir avuç tuzu kuruya çalışan...
Yasları 12 Eylül damgalı...
Sosyal barışı derinden yaralı...
Siyaseti en tepeden kavgalı...
Hoş görü ve insani değerleri bunalımlı olan:
Can ülkemin meydanlarını duydunuz mu?..
Hani şu insanca ve barış içinde yaşayanların doldurduğu...
Alkış çalıp, ayakta beklemekten yorulduğu o meydanların;
Gerçek anlamda sesini duyan oldu mu?
Ne diyelim?..
Duyan ve duyarlı olanlara sözümüz olmaz elbette.
Sözümüz, duymamazlıktan gelerek duyarsız olanlaradır.
İster iktidar olsunlar... İsterse muhalefette kalsınlar..
Yeter ki bu seçimin meydanlarını asla unutmasınlar.
Çünkü, Türkiye'nin gerçekleriyle geleceğini bu seçimin meydanları yazdı.
Ya ciddiye alanlar yine uğrar bu meydanlara...
Ya da ciddiye almayanlar, bir gün mutlaka hesap verir bu meydanlara...
Yine soralım:
Meydanları duydunuz mu?..