Vatandaş, heyecanla Salı günlerini bekliyor;
Çünkü o gün, siyasi partilerin meclis grup toplantısı var.
İşte bu toplantıda;
Acaba kim ne diyecek...?
Kim kime nasıl yüklenecek...?
Ülkeyi, iç ve dış konuda ilgilendiren yeni bir gelişme var mı?..
Beklentisi oldukça önemlidir.
Ne var ki, haber kanalları iktidarın konuşmasını baştan sona kadar verirken;
Muhalefetin konuşmasını ya geç verir, ya da fişini erken çeker.
Böylesi bir yayın anlayışını, demokrasiye sığdırmak mümkün değildir elbette.
Çünkü işin içinde kayırma ve de tarafgirlik vardır.
Gelişmenin bir başka aşamasına gelince:
Her gün, durmadan TV TV konuşan bir siyasal iktidar gerçeği varken.
Muhalefet liderleri ne yapıyor?
Salı günleri, geniş bir zaman dilimini nasıl değerlendiriyor?
Vatandaşa istediği mesajı ulaştırabiliyor mu?
Kendilerine tanınan süreyi, tam ve de verimli olarak kullanabiliyorlar mı?
İletişim konusunda hangi sorunlar ile karşılaşıyorlar acaba?
Bir de bunlara kafa yormak gerekir diye düşündük.
Tespitlerimize göre:
Haber kanalları acımasızca taraf tutuyor, resmen iktidarı kayırarak yayın yapıyor.
Muhalefet liderleri, ülke sorunlarını daha gerçekçi bir şekilde halka iletemiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine tanınan bir saatlik sürede;
Ya konuşmaya geç başlıyor, ya da erken bitiriyor.
Salondan yükselen sesler ile sloganlar da oldukça iticidir bu biline.
Oysa ana muhalefet, olarak halka çok şey söyleyip, TV kanallarından anlamlı mesajlar iletmelidirler.
Halkın yoksulluğu ile demokrasinin çıkmazları başını alıp giderken...
Ahlak ve de adalet yıkıntısı insanlığın üstüne çökerken...
Muhalefetin söyleyecek çok sözü olur çok...
Ancak bunları söylerken;
Devlet Bahçeli gibi uzun uzun cümleler kurup, vatandaşı tık nefes etmemeli...
Bahçeli gibi, sürekli iktidar konuşmalarını tekrar etmemeli...
Tekrar ederek vatandaşın kafasını karıştırmamalı...
Evet, Devlet Bahçeli çok uzun cümle kuruyor,
İktidar söylemlerini çok mu çok tekrarlıyor.
İletişim konusunda;
En iyisi Selahattin Demirtaş'tır. Çünkü net ve açık konuşuyor.
Kısa cümlelerle ilettiği mesajlar, oldukça etkileyici oluyor.
Tam da vatandaşın anladığı dilden konuşuyor.
Kurduğu cümleler, kendiliğinden adrese ulaşan cümlelerdir.
Neyi nereye ve kime söyleyeceğini çok iyi biliyor, çok...
Hele bir de Türkiye genelini ilgilendiren konulara çok yer verse;
Daha da inandırıcı olur, bu da biline.
Gerçek şu ki, muhalefet, halkın sorunlarına tam da tercüman olacak etkili bir ses çıkarmıyor.
TV kanallarını kendisine çalıştıran iktidar karşısında;
Yeni arayış ve de yeni çözümler bulmuyor.
Elbette ki iletişimi olmayanın oyları da olmaz!
Ülke gerçekleri mutlaka ama mutlaka halka ulaştırılmalıdır.
Bunun için de haftanın her günü seslenmeli...
Sadece Salı günleri yetmez!