TBMM’de utanılacak kavgalı sahneler vardı.
TV kanallarından yurtta ve cihanda izlendi.
Utandık ki ne utandık.
Çünkü dünyaya rezil olduk.
Sonra da:
‘’ O tekme-tokat atan ayaklar ve eller kırılsın…
Ülkeye kavgacı siyaseti sokanlar utansın.
Devlet adamı olmaktan uzakta kalanlarla…
Kişisel çıkarı ve hırsları uğruna ahlak ve adaleti silenler utansın.
Muhalefeti sindiremeyenler…
Meydan meydan konuşanlara kin kusanlar…
Parmak sayısı yüzünden demokrasiyi unutanlar utansın.
Çağdaş Türkiye yerine;
Cumhuriyet Türkiye’sini Suudilere benzetmek isteyenlerle…
Pakistan, Afganistan ve diğerlerinden ders almayanlar utansın.’’ Dedik.
Ayrıca, milletin vekilleri tekme tokatla tepeye yaranırken;
60 milyon insanımızın açlık ve yoksulluk sınırına yaklaştığını…
Çomak sokulan Suriye yüzünden;
Türkiye’nin onarılmaz yaralar aldığını unuttular.
Her gün gelen şehit haberleriyle…
Bölgesel bir savaşı, ulusal bir ayrışmayı unuttular.
Ne okuyan ve de okumamış işsizler umurlarında…
Ne de çivisi çıkmış ülkemizin inleyen görünümü umurlarında…
Kısacası, ne devlet ne de millet umurlarında.
İşleri güçleri;
Üfürükten gündemlere alet olmak...
Kişisel istemlere göre el kaldırıp indirmek.
Oysa gidişat hiç de iyi değil!
Çünkü Türkiye her yerinden dökülüyor adeta.
Ey Milletin Vekilleri!..
Siz siz olun krallar ile Batı Dünyası’nın oyununa gelmeyiniz.
Çünkü krallar, saltanatları için dinimize bile acımayıp, harcadı.
Batı Dünyası da susturulmuş ve bastırılmış toplumlar peşinde;
Tepedekilerle kol kola girip sömürmenin…
Soyup soğana çevirerek, uzakta bir yerden yönetmenin peşinde...
Önce din iman edebiyatı ile işe girerler;
Sonra da ülkeleri inançlarıyla susturup bastırırlar.
Yoksulluk da işlerine geliyor, cahillik de…
Yeter ki onlara borazan olacak TV’ler olsun.
Yeter ki devlet olanakları emirlerinde olsun.
Ey Milletin Vekilleri!..
Ahlak ve adaletten yana olunuz!
Çağdaş eğitimi rehber alarak;
Çağdaş üretimle, çağdaş pazarlamadan yana olunuz!
Konu üretim olunca;
Elbette ki en yüce değer, emekten yana olunuz!
Konu demokrasi olunca;
Özgürlükten, bağımsızlıktan ve sosyal adaletten yana olunuz!
O meclisin çatısı altında var olan;
Tüm siyasal partilerin varlığından yana olunuz.
Unutmayın ki HDP bir ses, bir fikir ve düşüncedir TBMM’de.
‘’Onlar da olmalıdır TBMM’de…’’ Deyiniz.
Onların oyuna göz koymak yerine;
Onlara oy verenlere saygı ve sevgi duyunuz.
Bin yıllık geçmişimiz için…
Kardeşliğimiz, birliğimiz ve de varlığımız için…
Dahası, insanlığımız için deyiniz!
Çünkü siyasal iktidarlar hep gelip geçer.
Ancak toplumsal barışlar ayakta kalarak yaşar.
Ve diyoruz ki…
Yukarıya bir kez bakarken, aşağıya iki kez bakınız;
Bu milletin acıklı halini görünüz.
Bu devletin acınacak görüntüsüne kafa yorunuz.
Çünkü ülke yangın yerine dönmüştür; Söndürmek gerekirken…
Bu kavga niye, bu ayrışma niye?..
Vatana ve millete yaramadığına göre;
Acaba kime ya da kimlere yarıyor?
Duydunuz mu?
Ey Milletin Vekilleri!..