Millet kendilerine, “Bizi insan onuruna yakışan ne varsa öyle yönetin” diyerek yetki verdi.
“Tek parti olarak artık yola siz devam edin” diyerek yetki verdi.
“Ülkemizi çağdaş ülkelere benzetme işleri yapın, sonra da Avrupa Birliği üyeliğine taşıyın” diyerek yetki verdi!
“Türk milletini asla Ortadoğu bataklığına sürüklemeyin, onlara yasak edilen demokrasi, adalet ve de bilimi Türkiye için de yasaklı günlere taşımayın!” diye yetki verdi!
Özgürlük, bağımsızlık, yurtta ve dünyada barışı koruyun diye yetki verdi.
Seçim sloganınız olan “3 Y”, yani; “Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasaklar sona erecek” vaadinize bağlı kalın diye yetki verdi bu millet!

Peki AKP olarak siz ne yaptınız?

1- 2004 yılında Ankara’da havai fişeklerle görkemli bir kutlama yaparak; “Türkiye’yi AB’ye sokuyoruz” dediniz.
Yıl 2025: Türkiye, bırakın Avrupa Birliği’ni, tam tersine Ortadoğu bataklığında çırpınarak hayata tutunuyor!
Neden? Çünkü Erdoğan öyle bir yanlış Suriye siyaseti yaptı ki, Suriye paramparça oldu. Suriye halkı da milyonlarca tepemize gelip kondu. Yakında İsrail ile karşı karşıya gelirsek kimse şaşırmasın!

2- FETÖ ile ortaklaşarak Türkiye’yi yönetmeye kalktılar. Her köşe başına FETÖ kimi istiyorsa onu atadılar.
Yetmedi, başta şanlı ordumuz olmak üzere, devletimizi ayakta tutan tüm kurum ve kuruluşlara balyozlu darbeler indirerek işlemez hale soktular!
Üniformalı ve üniformasız nice vatansever yurttaşımızı zindanlara doldurarak onların hem sosyal statülerine hem de aile yaşamlarına zulüm yağdırdılar!
Bugün CHP’ye yapılan kumpaslı yargı operasyonları, tam da FETÖ dönemi zulmünün bir benzeridir, biline!
Sadece CHP’yi değil, milletin inancıyla vicdanını da acımasızca silkelediler!
Milletten seçimlerde iktidar yetkisi alanlar; bugün bu yetkiyi kötüye kullanarak milletin iradesiyle seçilen belediye başkanlarını ve belediye çalışanlarını zindanlara koyuyor!

3- 23 yıllık kavgacı, ayrıştıran ve hedefe bir düşman koyarak taşlayan yönetimlerinde; “3 Y” ile söz verdikleri hiçbir vaatlerini tutmadılar!

YOKSULLUK: Ülkenin bir numaralı sorunu oldu. Açlık ve sefalet, tarihi rekor kırıyor!
YASAKLAR: Kendilerine muhalif olan herkese zindan baskısı başladı.
Gazeteciler zindanda... Siyasetçiler zindanda... Düşüncesini açıklayan kim varsa, kendilerine hakaretten zindanda...
Aslında nüfusun neredeyse yüzde 80’i zindanda...
Kimi mutfakta, kimi okulda, kimi hastane ve eczane arasında, kimi tarlada, kimi hayvan besiciliğinde, kimi emekçi çalışırken, kimi de emekli haliyle zindanda yaşıyor.
Bitmedi: AKP’nin her günlük kavgacı ve saldırgan siyasetiyle, baskı ve korku siyaseti yüzünden aslında tüm yurttaşlar huzursuzluk, güvensizlik ve de adaletsizlik zindanında yaşıyor! Bu nasıl yaşamaksa...

YOLSUZLUK: Konusunda farklı hukuk devreye girince; vatandaşlar “korunan” ve “korunmayanlar” olarak ikiye ayrılır oldu.
Birincisi, gerçek adalete hesap verenler...
Diğeri de gerçek adaletten uzakta, milletin vicdanında hesap verenlerdir!
Çünkü ortada ne Anayasa bıraktılar, ne bağımsız bir yargı, ne de adalete güven kaldı!

Türk milleti, öz insani değerleriyle her şeyi öyle bir hassas tartıyor ki...
Ülkelerinin yönetildiğini ya da yok edildiğini öyle bir idrak ediyor ki...
Vatan ve millete fayda sağlayan ne ve kim varsa, nasıl engellendiğini de öyle biliyor ki...
Vatan toprağına dadanan maden avcılarıyla, vatan doğasının zeytin ağacına bile acımadan zulmedenleri öyle biliyor ki...

En çok da gençlerimiz her şeyin farkındadır!
Kimin vatanı ve milleti özünden çok sevdiğini de biliyor!
Kimin sözde ve siyasal çıkar için öyle göründüğünü de çok iyi biliyor!
Çünkü herkes aynı gemide...
Geminin bugünkü kaptan köşkü, muhalefeti orada görmek istemese de gerçek budur!

Mademki ülkenin gündemi ADALET; öyleyse belirtelim:
Bir ülkede gerçek suç: O ülkeyi yönetenlerin kendilerine verilen yetkiyi ve görevi kötüye kullanmasıdır!