Azerbaycan Mahnıları (Şarkıları), adeta günümüz Türkiye’sini anlatıyor!

Her MUĞAM (Makam) iletisi, adeta milletimizle memleketimize ayna tutar gibidir!

Milletimizin son yıllardaki ağlanacak haliyle…

Memleketimizin son yıllardaki karamsarlık tablosuna:

Adeta bir işaret göndermekte, insanlığa dair ne varsa… 

Adeta söz ve makamlarla bir uyarı ağıtı yakmaktadır!

Öyle ya; Yönetilmeyen bir milletle bir memlekete başka ne yaraşır ki…

Muğamlarin çoğu ağıt cinsinden…

Tamamı saç-baş yoldurma havasından başka ne olur ki…

Çünkü kendilerinin yönetemediği bu güzel ülke:

Öyle sarardı soldu ki bakamaz olduk!

Gündüzden geceye yürekler ağlarken:

Memlekete acıyıp, milleti düşünmekten yatamaz olduk!

Biz ülkeyi sorduk gelip geçenden:

Dediler özünüze gelin özünüze, hem de çok erkenden…

Biz durmayıp daha da sorduk:

Dediler uzak durun, milleti değil, özünü düşünenden…

Dediler, dediler, dediler.

Duyarlı yurttaş olup duyanlara dediler!

Yalanla yanlışa yan olup, üç maymunu oynayanlara değil: Gerçek vatanseverlere dediler!

Milletin derdi dağlar kadarken…

Gelecek seçimde biraz daha koltuk kapma sevdasına kapılanlara kafa yoranlara dediler!

Okuduğunu anlayana…

Anladığını yargılayana…

Eğer mesele vatanla milletse; En sağlıklı karara varanlara dediler!

Yalaka ve yandaş medyaya değil…

Gerçekleri çıplak gezdirerek, önce memleket, önce millet diyenlere dediler!

Şöyle ya da böyle… Tam da yerinde dediler!

Çünkü görünen köy ortada… Çünkü o köyün milleti ortada…

Çünkü kendilerinin yönetemediği bu güzel ülkede:

Bugünün gerçekleri halının altına süpürülerek…

Gelecek nesillere bırakılacak acı ve ağır faturalar saklanıyor!

Adalet ve demokrasiden uzaklaştıkça…

Bir ülkenin başına gelecek en dayanılmaz felaketler gizleniyor!

Halının altında: Dert, zulüm, haksızlık, yoklukla yoksulluk, borç ve kararan hayatlar var!

Peki, kendileriyle kendilerine destek olanların gündeminde neler var?

Hani memleketle millettin sorunlarını görmezden gelenler var ya, onlar neyin peşinde?

Neyin peşinde olacaklar ki…

Elbette ki başta İngiliz ve ABD olmak üzere, tüm kan emici emperyalistlerin iktidara gelmesini asla istemediği, CHP’yi kötülemekle meşguller!

72 Yıllık çok partili sistemde, sadece 3 Yıl bu ülkeyi yöneten, daha sonraki tüm zaman dilimlerinde hep muhalefette kalan CHP’yi acımasızca kötülemekle meşguller!

Çünkü CHP, yaklaşık yüz yıllık varlığıyla:

Çanakkale’den başlayan Kurtuluş ve bağımsızlık tarihimizi her daim savunur!

Çünkü bu partinin kurucuları hayatlarını bu yolda feda ettiler!

Çünkü bu partinin iktidar olduğu dönmede dünya savaşları vardı.

Dünyada yokluk ve yoksulluk adına çok çok şey vardı!

Bu zorluklara rağmen, CHP’nin ilk yıllarında ekonomiden eğitime bir diriliş dönemi yaşandı!

Türkiye’nin dört bir yanı üreten fabrika ve nice ünitelerle donandı!

Kara yollar, baştan başa demir ağlarla döşenen demir yolları…

Eğitimden sağlığa nice yatırımlarla İngiliz ve ABD hainliğiyle son verilen o büyük umut:

KÖY ENİSTÜTÜLERİ vardı.

Uçak fabrikasından demir çelik, şeker, çimento, Sümerbank, bankalar, tekstil, maden ocakları, süt ürünleri

Devlet Üretme Çiftlikleri, Özetle milletin ihtiyaç duyduğu ne varsa o konuda yatırımlar…

Yurtta bize yeten sonra da dışa sattığımız nice ürünler…

Düşük enflasyonlu, parası değerli bir ekonomi, o savaş ortamına rağmen günden güne kalkınan… Osmanlıdan kalan ağır borç yükünü ödeyen… Dünya devletlerinin saygıyla baktığı bir Türkiye vardı o günlerde… Yani CHP’nin yönettiği Türkiye’de…

Hani bugün sata sata bitirmedikleri devlete dair yatırımlar var ya… Onların büyük bir kısmı

CHP’nin tek başına görev yaptığı ve ‘çok partili döneme geçmeliyiz’ dediği, 1950 yılına kadar

geçen dönemde ortaya konmuştur!

Ulaşım ve eğitimdeki gelişmelere paralel olarak geçilen çok partili dönemin temel taşını CHP döşemiştir bu biline. Çünkü çok partili bir düzende seçmek ve de seçilmek:

Bir eğitim işidir. Bir ulaşım işidir. Bir güven verici adalet işidir.

1950’de CHP sayesinde bunlara ulaşan Türkiye, artık çok partili düzene geçmiştir!

CHP’li dönemin başarısını çekemeyen dış güçlerin…

Bazı Müslüman ülkeleri de yanlarına alarak: Türkiye’de Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı başlatmaları tam da bundandır.

Çanakkale ile Kurtuluş Savaşımızı içlerine sindirmeyenler…

Türkiye’nin her konuda kalkınmasını içine sindiremeyenler…

Müslümanların Cumhuriyet Türkiye’sini örnek almalarını istemeyenler…

Türkiye’nin Türk dünyası, Müslümanlar ve bölge için lider konuma gelmesini istemeyenler…

Elbette ki, günümüzde de CHP’NİN iktidar olmasını istemez!

Çünkü CHP: Bağımsızlık, birlik ve beraberlik, kalkınma, eğitim, üretim, adalet, demokrasi

Dini ayakta tutan Laiklik demektir!

Çünkü CHP, milleti ve memleketi başka ülkelere muhtaç eden değil…

Öz kaynaklarıyla özüne yetmeyi başaran, bunun 1950 yılına kadar tarihini yazan partidir!

CHP: ‘’Çağdaş Atatürk Milliyetçiliği’’ diyerek sosyal barışı, ‘‘Laiklik’’ diyerek de dinimizi ayakta tutarak, Türkiye’nin BEKASINI bundan 100 yıl önce gerçekleştirmiş… 

Hainlerle düşmanlara ders olsun diye, Cumhuriyet Tarihi’ni yazarak, dünya arşivlerine koymuştur!

O kitapta: Türk milletinin uyanışı, kurtuluşu, zaferleri ve de bağımsızlık ülküleri vardır!

Vatan topraklarının sınırları, Yurtta ve Cihanda Barış söylemi vardır!

O Kitapta: Dünya şöhreti bir kahraman olan. GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN

Vatan ve millet sevgisi, insan ve doğa sevgisi vardır!

İşte bugün yönetilemeyen güzel ülkemizin, tarihi ve de anlamlı geçmişi…

CHP’nin imza attığı bu geçmişi çok özledik çok!

Kendi ayakları üzerinde hedefine medeniyeti koyarak bağımsız yaşayanların geçmişi…