'' Boynun niye eğri?..'' Sorusuna...
''Nerem doğru ki...'' Diyen bir devenin yanıtı, tam da yaşadığımız
AKP dönemini özetliyor.

Çünkü, nereden bakılırsa bakılsın, doğru olan bir uygulama görülmez bu dönemde.
İktidar olmanın gücüyle, hem sosyal yapıyı eğip eğip büktüler...
Hem de ülkenin doğasına zarar verdiler.

Kişi kişi, toplum toplum herkesi bir yanından mağdurdur edenler;
Öte yandan da ülke arazisini bir rant alanına çevirdi.
Dağı ve ovayı yandaş yandaş paketleyen anlayışın;
Son yıllarda, deniz sahillerini doldurma marifetiyle bir manzaralı
mekana kavuşma hırsını görmekteyiz.

Önce kılıfı, sonra içine sığdırılacak minareyi planlayan bu rantçı
anlayışı elbette ki ibret ve de isyanla izlemekteyiz.

Denizi doldurup, deniz üstü yer kapma işine kılıf bulmak kolaydır kolay;
''MARİNA YAPACAĞIZ'' Deyip, kılıf bulurlar.

Çoğu zaman, şehir ve de semt sakinleri de saf saf inanır bu kılıfa;
'''Oh oh ne güzel, sahilimiz marina olacak, lüks lüks tekneler ve de
kotralar göreceğiz'' gibi, eksik ve de yersiz heveslerle inanır bu
kılıfa...
Çünkü işin aslı öyle değil, o marina sadece bir yemdir. Halkı oyalayan
ve de uyuşturan bir yem...

İşin aslında; Doldurulan denizin küçük bir köşesine sözde marina
yapılırken, geri kalan dolgu alanına da gelsin AVM'ler, gelsin
oteller, otoparklar, nice rant mekanları...
Acı gerçekler, işte tam da burada şahlanır;

Çünkü şehrin dört bir yanını beton yığınına çevirerek, şehrin doğasını
katledenler, bu kez de deniz kıyısını katletmiştir.
Hem de ucuz ucuz uyuşturucu kılıflar bularak elbette.
Hem de az bir parayla, onlarca yıl bu mekana el koyarak elbette.
Yandaş yandaş...
Doğa haini olarak...
Ülkeye ve de millete meydan okuyarak elbette.
Gelecek nesillerin yaşamına zehir akıtıp, ülke coğrafyasının temeline
bir utanç dinamiti koyarak elbette.

Neymiş efendim?
''Miting Meydanı'' yapacaklarmış.
''Marina'' yapacaklarmış.
Hastane, ya da kültürel ve sportif tesisler kuracaklarmış!..

KİM İNANIR BUNLARA KİM?..
Geçiniz bunları efendiler geçiniz!..
Bunları geçiniz ki üç kuruşa on yıllarca ipotek koyulan, şu deniz üstü
mekanların rantına sıra gelsin.
Sahibine yasakladığınız bu sahillerin, kimlere peşkeş çekildiğine sıra gelsin.

Marmara Bölgesi'nde kara parçasını betonlaştırarak doğaya ihanet edenlerin;
Denizi doldurarak üstüne rant mekanları kurmasına sıra gelsin.
Olmaz, olamaz böyle şey!..
Ne yasalara sığar, ne de insan hakkına...
Ne vatan sevgisine sığar, ne de millete saygıya...

Çünkü denizi doldurup üstünü işgal ettiğiniz o sahiller halkın malıdır.
Sahibine, asla sahil yasağı koyamazsınız!

Canınızın çektiği deniz kıyısını doldurup, oraları da beton mezarlığı
yapamazsınız.

Örneğin, ''Tuzla'da marina yapıyoruz'' diyenler, neden yüzlerce dönüm
deniz dolgusu yaptı?

Örneğin, ''şu tesisi, şu meydanı'' yapacağız'' diyenler, Marmara'nın
nice kıyılarına dolgu yaparak;

Neden ticari ve de rant kokan girişimlere de yol açtı?

Ayıptır ayıp!..

Halkın gezip dolaşacağı bir tek deniz sahili vardı. Ona da göz koydunuz ona...

Oralar da betonlaşacak, oralar da İstanbul'un doğasını bozacaktır elbette.

Sahibine sahili yasak edenlerde;
Hiç doğa ve insan sevgisi olur mu?
Doğa ve insan sevgisi olmayanlarda;
Hiç vatan ve millet sevgisi olur mu?
Çok yazık çok!..