Kendini tek bir kelimeyle tanımlayamayan bir kuşak. 2000 ve daha sonrası doğan muhteşem çocuklar onlar. Dünyanın neresinde bir doğal afet olsa, dönüp dolaşıp kendi ülkesini ve kendisini de etkileyeceği bilincine sahip, evrensel bakış açısı olan bir kuşak. Elinde telefonla dünyaya gelmiş, etraftan duyduklarına asla inanmayan, düşünebilen , sorgulayabilen , kendi doğrularına inanabilen bireyler onlar. 

Asla televizyon izlemeyen, radyo dinlemeyen, haber kaynağı diye basılıp dağıtılan yandaş medyaya güvenmeyen bir kuşak Z kuşağı. Anlık tüm haberleri sosyal medyadan takip edip , bu kaynaklardan öğrendiklerini de sorgulayan, teyit eden bir nesil. Uzun cümleler kurmayan, uzun metinleri okumayan, kısa, net ve özet hali ile bilgiyi hap şeklinde yutan ve yutturan bir nesil. 

Türkiye nüfusunun yüzde 30’unu oluşturuyorlar. Önümüzdeki seçimde oy verecek olan her 5 kişiden biri Z kuşağı mensubu... 

Bunun anlamı; Z Kuşağının sorunlarını dinleyen, çözen seçimi kazanır demek...

Eskisi, yenisi büyün siyasetçilerin önceliği olmalı Z kuşağı.

Araştırmalara göre bu kuşağın temel dertleri işsizlik, yoksulluk ve gelecek kaygısı. Evrensel olarak düşünceleri ise; özgürlük, adalet ve eşitlik. Çünkü dünya insanı olarak evrendeki tüm varlıklarla eşit olduğuna inanan bu kuşak, barış ve refah içinde yaşamanın dışında başka hiç bir şeyin hayalini kurmuyor. 

Büyük oranda yurt dışına çıkma ve hayatını orada devam ettirme eğilimi ve düşüncesi içinde olsalar dahi henüz tamamen umutlarını kaybetmiş değiller. Üniversite mezunu ve işsiz olmasına rağmen sessizce ve son şans olarak hepsi seçimi bekliyor. Ülkemizde Z kuşağı, dünya genelindeki akranları ile aynı düşünce ve zihniyette sahip olsa da , yaşama şartları ve koşulları açısından gerçekten aynı şartlara sahip değiller. Her ne kadar uçuyoruz , kaçıyoruz, aştık geliyoruz, kıskanılıyoruz yalanları telafuz edile dursun, Z kuşağı kendi gördüğünden ötesine inanmıyor neyseki.

Bütün dünya genelinde yapılan araştırmalara göre çıkan sonuçlar ise oldukça üzücü. Dünya genelinde, ülkesinin geleceğine dair en karamsar 3. kuşak Z kuşağı. Kendini ifade edebilme özgürlüğüne sahip olamayan , baskı ve korku ortamında yetişen dünya gençleri sıralamasında ise birinciliği kimseye bırakmamışız. Utanç verici...

Türkiye için 20 yıl önce en az 3 çocuk mantığı ile miting alanlarında söylem yapan siyasetçilerin, bakamadığı, geleceğini oluşturamadığı bir nesil oldu Z kuşağı...Demek ki neymiş hem 3 er çocuk önerip onlara bakamamak , hem de mültecisinin çocuklarına bakmak olmuyormuş. Üniversitesinden, iş olanaklarına kadar kendi evladına sokakta kâğıt toplatan , parkta bahçede yatıran, yurt bulamayınca eğitimini dondurup memleketine dönmek mecburiyetinde bırakılan , cebinde 20 lira ile, üzerinde liseden kalma üniforma tişörtünden başka tişört alamayan gençle, PTT kuyruğunda maaş sırası bekleyen, sınavsız üniversiteye giren, sağlık hizmetlerinden istediği gibi faydalanabilen mülteci gençte bir olmuyormuş. Bütün bunlara yaşayarak tanık olan , A haberde söylenenleri ne duyan ne gören ne gündem eden Z kuşağı seçim saat ve gününde istikbaline dair kararını oy pusulasında verecektir.

Sırtındaki borçtan, omzundaki yükten hem kendini hem kendinden sonraki nesli fabrika ayarlarına döndürecektir. Yüzde 25 ‘i işsiz bu kuşağın. 2002 yılında doğan 1.964 dolar borçla dünyaya gelmiş. 2008 de doğan 5.500 dolar borçla dünyaya gelmiş iken şu an doğan her bebek 19.648 TL borçla doğuyor. 

Maddi borçlar bir tarafa Ata’sına olan borcunu hafızasında tutan bir nesil Z kuşağı. Oy kullanacak her 5 kişiden 1 ‘i onlar.NOKTA.

EVRİM TOK