CHP’de uzun yıllar görev yapmış, partinin en kritik kademelerine kadar yükselmiş bir isim olan Gürsel Tekin’in partiden ihraç edilmesi siyasetin gündemine oturdu. İl başkanlığı, genel sekreterlik gibi görevler üstlenmiş, parti örgütünü en iyi tanıyan isimlerden biri olarak anılan Tekin’in böyle bir süreçle karşı karşıya kalması dikkat çekici.

Tekin’in kayyım olarak atandığı il başkanlığına 5 bin polis eşliğinde gitmesi, tartışmaların fitilini ateşleyen nokta oldu. CHP gibi demokratik teamüllere dayalı bir partide, böyle bir tablo parti tabanı ve kamuoyunda anlaşılır bulunmadı. Bu durum, birçok kişi tarafından “kendi kendini ihraç ettirme” çabası olarak yorumlandı.

Peki, neden?

40 yılı aşkın süresini CHP’ye adamış bir siyasetçinin, partiye kayyım olarak atanması zaten olağanüstü bir gelişmeydi. Buna bir de polis eşliğinde yapılan giriş eklenince, tartışmaların büyümesi kaçınılmaz oldu. Daha sonraki açıklamaları, tutum ve davranışları da göz önünde bulundurulduğunda, ihraç kararının yerinde olduğu görüşü parti içinde güç kazandı.

Burada dikkat çekici olan nokta, Tekin’in bu sonucu adeta bilerek hazırlamış olmasıdır. Zira siyaseti çok iyi bilen, partisini en yakından tanıyan bir ismin böyle bir hamlenin nasıl algılanacağını öngörmemesi mümkün değildi. Buna rağmen böyle bir yolu tercih etmesi, kafalarda soru işaretleri yarattı.

Sosyal medyada ve kamuoyunda farklı iddialar dile getirildi. Ancak kesin olan şu: Gürsel Tekin, 40 yıllık emek verdiği partisine 5 bin polisle gitmek yerine, “Ben böyle bir tabloyu kabul etmiyorum, partimin ve il başkanımın yanındayım” diyebilseydi, hem siyasi duruşunu korur hem de parti tabanında çok daha büyük bir takdir toplardı.

Bugün gelinen noktada ise Gürsel Tekin siyaseten çok ciddi bir bedel ödedi. CHP’de yoluna devam etme imkânını kendi elleriyle ortadan kaldırdı. Bundan sonrası için farklı bir siyasi yol izler mi bilinmez; ancak bir gerçek var ki, bu süreç hem partiye hem de kendisine büyük zarar verdi.

Türkiye’nin siyasal ve ekonomik olarak çok kritik bir dönemden geçtiği şu günlerde, CHP’nin iç tartışmalarla yıpranması en çok iktidarın işine yarıyor. Dolayısıyla, Tekin’in bu tercihi sadece kişisel bir kayıp değil, aynı zamanda muhalefet cephesine de zarar veren bir gelişme olarak kayda geçti.

Sonuç olarak; Gürsel Tekin, kendi siyasi kariyerini zora sokan bir adım attı. Bunun nedenini kendisi dışında kimse kesin olarak bilemez. Ancak görünen o ki, CHP’de artık siyaset yapma şansı kalmadı.